MÜNÜSE TAŞER… HAYAT OKUL OLDU

ROPÖRTAJ 4

Üretimden çok tüketimin, üretmeden harcamanın revaçta olduğu KKTC’de girişimci-işletmeci kimliğiyle beden gücü gerektiren “erkek işine” el atan, gece-gündüz çalışmasına karşın tüm şikayetlere inat hayatından memnun bir kadın. “Kota-kontenjan” tartışmalarının sürdüğü bu günlerde kimseden ayrıcalık görmeden ev ve aile yanında, aile işletmesini de yönetenlerden. Üstelik 3 erkek çocuk annesi, 50 yaşında bir nene. Ve belediye meclisi ile derneklerde görev alarak sosyal sorumluluklarını da ihmal etmeyen bir kadın figürü.

Münüse Taşer, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü geleneksel röportajları için adı önerildiğinde “bilinmedik” diye mesafeli durduklarımızdan. Ama gerçek değerlere sahip olduğunu, bugün örnekleri çok azalmasına karşın geleneksel Kıbrıs Türk kadınını temsil ettiğini öğrenmek için kısacık bir araştırma yeterli oldu.

HAYAT OKUL OLDU

Sinde-İnönü doğumlu 50 yaşındaki Münüse (Taşer), ailesinin hayvancılıkla uğraşması ve imkansızlıklar nedeniyle ilkokuldan sonra okuyamamış. “İçimde acı olarak kaldı” diyor. Bu nedenle çocuklarının eğitimine çok özen göstermiş, geleneksel Kıbrıslı kültürüyle.

Çocukluk yıllarında terziliğe ve dekorasyona merak saran Münüse (Taşer), uzun yıllar Mağusa’da terzilik yapmış, deri mağazasına deri kıyafetler dikmiş. Gündüz terzilik yaparken, parasal imkansızlıklar nedeniyle gece de “elektrik süpürgesi” pazarlamış. Gündüz başka, gece başka iş… Terzilik yanında pazarlama işi, adayı dolaşmasına, bir çok insan tanımasına neden olmuş.

Biraz birikimin ardından kendi işini kurmaya karar verir, eşiyle birlikte. Evlendikten sonra yerleştiği Dörtyol köyünde evinin arkasındaki kemerli binayı atölye haline getirirler. Döşeme ve terzilik işiyle başlar. Zamanla taleple birlikte mobilya işine de girer ve bir evin ihtiyacı her şeyi yapmaya başlar. Kendi el emeğiyle, kendi araştırmaları ve tasarımlarıyla… Bugün mobilyadan eskitmeye, döşemeden yastığa, perdeden dolaplara kadar her şeyi 3 işçisiyle birlikte yapıyor. Vakit bulduğunda da perde ve gelinlik dikiyor…

ROPÖRTAJ 17

HAYRET EDENLER ÇOK

Kendi kullandığı iş aracıyla evlerden işyerlerine, okullardan otellere kadar KKTC’nin her köşesine yerinde hizmet veren Münüse Taşer, beden gücü gerektiren işleri yaparken zaman zaman hayretle karşılandığını anlatıyor. “Döşemeci aramıştık, kadın geleceğini düşünmedik” diyenler var ama yaklaşık 20 yıldan beri aynı işi yapmasına karşın kadın olmadan kaynaklanan bir ayrımcılık yaşamamış. ”Kadın olarak ağır bir iş yapıyorum, bunu söyleyen çok. Ama kadın olduğum için tepki görmedim. Pazarlamacılık da yaptım, şimdi her mekana giriyorum, yanlış veya gururumu incitecek bir durumla karşılaşmadım. İnsanımız çok hoşgörülü ve sevecen…”

ANNE VE NENE AYNI ZAMANDA

Önce Sanayi Holding’de, ardından TÜK’de işçi olarak çalışan eşi daha çok öneri ve fikirleriyle katkı sağlayabiliyor Münüse Taşer’e. “Kalite kontrol olarak çok katkı yapıyor” diyor eşi için.

En küçüğü 23 yaşında 3 oğlu ve iki gelini de ilgili atölyeyle, ama en fazla elektrik-elektronik mühendisi küçük oğlan Ahmet. “Elim-ayağım, sağ kolum” diyor Ahmet için…

İç içe geçen iş ve ev ortamında büyük oğlunun çocuğu minik toruna da bakıyor. “Benim asistanım olacak” diyor iş ortamında yetişen minik bebek için.

Kalabalık bir aile, geleneksel Kıbrıs ailelerinden. Herkes aynı evde yemek yiyor, günlük ortak kullanım alanı ana evi. Bir yandan atölyenin işleri, diğer yanda ev işleri, yemek, bebek. Nasıl başarabiliyor, bu kadar işi aynı anda yapmak yormuyor mu…

“Yorulurum tabi ama tümü zevkle yaptığım işler. İşimi de ailemi de seviyorum. İşleri programlarım. Fakat hiçbir şikayetim yok, tercih imkanı olsa yine aynı yaşamı seçerim..”

Kendine ait zamanı oluyor mu…

“Tabi, var..Pazar günleri….”

Ama “kendime ait” dediği pazar günleri de ev işleriyle geçiyor…

ROPÖRTAJ 12

BELEDİYE MECLİS ÜYESİ…VE İŞ KADINLAR DERNEĞİ’NDE

Bu kadar yoğunluğun arasında İnönü Belediyesi Meclis üyesi aynı zamanda Münüse Taşer. Ayrıca İş Kadınları Derneği üyelerinden. Bölgedeki Akova Kadınlar Derneği’nin etkinliklerine de katılıyor fırsat buldukça.

EKONOMİK KRİZE MEYDAN OKUYOR

Taleple birlikte işlerini büyüten, ekonomik krize meydan okuyan Münüse Taşer, ürettiklerini sergileyeceği show-room yapmaya da hazırlanıyor. İnşaatı devam eden Beyarmudu yolundaki yeni yatırım için girişimde bulunmasına karşın düşük faizli-uzun vadeli teşvik kredilerinden hiç yararlanamamış. “Maaş veya mal talep ederler kredi için… Bende maaş ve mal olsa zaten başvurmam” diyerek gösteriyor tepkisini. “Bugüne kadar ne yaptıysam kendi imkânlarımla yaptım. Devlet kapısına dayanmadım” diyerek de toplumun geneline mesaj göndermekten kaçınmadı.

Ekonomik krizden etkilenmedi mi işyeri?

“Çalışmak isteyen çalışır ve kazanır. İnsanlar çalışmadan kazanmak ister artık. Ticaret yapanlar da kar marjını yüksek tutmamalı. Ben küçük büyük hiç iş ayrımı yapmadım, tek sandalye getirene bile alır döşerim. Çalışarak kazanmaya alıştık, o yüzden zor gelmiyor.”

TALEP VAR…ŞİKAYET YOK

Alışverişin Güney Kıbrıs’a ve Türkiye’ye kaydığına ilişkin anketleri de hatırlattık Münüse Taşer’e..

“Benim şikâyetim yok, talep çok. Kapasitemin üzerinde iş alıyorum. Hazır ürünlere göre bizim yaptığımız işler daha sağlam ve kaliteli. Gelişmelere, modaya da uymanız halinde iş kapasiteniz yüksek olur. Müşteri memnuniyeti benim işin esastır, insanların ayağına kadar gidip hizmet veririm.”

ROPÖRTAJ 3

TASARIM İÇİN DİZİ İZLER

Televizyon izlemeye bile vakti olmadığını anlatırken “tasarım” merakı nedeniyle dizilerden yararlandığını da anlattı Münüse Taşer. Hatta atölyesinde yeni nesil tasarımlardan oluşan koltuk modellerini zevkle, gururla gösterdi. Tasarım dergilerini de yakından izliyor, kayıt ve işlemler için de bilgisayarı kullanıyor.

“Eğitim almadım ama tasarıma çok meraklıyım. İmkân olsa eğitim de alırım” diyen Taşer, çocuklarının yardımıyla internetten de yararlandığını ekledi.

HEM ÇALIŞMA, HEM PARAYLA TEMİZLİK…

Başta köylerde olmak üzere kadınların evde oturmasını da hayretle karşılıyor Münüse Taşer…

“Yapacak o kadar şey var ki… Kadın erkeğe göre daha marifetli. Terzilik, dikiş, nakış, topraktan üretim… Neden otururlar hayret ederim. Üstelik hem evde oturup hem de temizlik için insan getirip para verenlere, arkasından da dönüp parasızlıktan şikayet edenlere daha da hayret ederim.”

(TAK/ Mart 2009)

Bir Cevap Yazın