Kablo ile elektrik rafa kalktı

Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasındaki ilişkiler, on yıllardan beri farklı şekillerde ama hep gündem oldu. Sadece devletleşme sürecinde değil, cemaat döneminden başlayarak aynı durum geçerli. Duygusal tepki ve algılar nedeniyle çoğu zaman sağlıklı tartışma zeminine oturamayan bu ilişki halini, son zamanlarda okumakta daha da zorlanır olduk. Bir yanda Kıbrıs konusundan ekonomik sorunlara kadar her alanda ilişkisizlik görüntüsü, diğer yanda Türkiye’nin tanımadığı “Kıbrıs Cumhuriyeti” temsilcileriyle temasları … Okumaya devam et Kablo ile elektrik rafa kalktı

Tüketiyoruz, tükeniyoruz…

Meslek hayatımda önemli yer tutan, yaklaşık 15 yıl her gün bir kaç kez demeçlerini, röportajlarını, kabullerini kaleme aldığım eski Cumhurbaşkanı, rahmetlik Rauf R. Denktaş, “Tekrar en iyi eğitimdir” derdi. Özellikle sürekli tekrarları karşısında sıkılan gazetecilere, “Her gün tekrarlıyorum da anlatamadım bu davayı, ya konuşmasam…” diye nükteli karşılık vermekten de kaçınmazdı geleneksel üslubuyla. Sürekli tekrar iyi eğitim mi, farkında olmadan koşullanma mı, tartışılır; ama gerçek veya … Okumaya devam et Tüketiyoruz, tükeniyoruz…

Suçlar daha da artacak

Her olayda olduğu gibi ekonomik krizlerde de ilk kez yaşıyormuş gibi davranıyoruz. Bunda insanoğlunun unutkan yapısı yanında, ders çıkarmamanın da payı büyük. Yaklaşık yüzde 50 devalüasyona neden olan 2001 krizi çok uzak, hatırlanmayacak bir geçmiş değil. Benim neslimi derinden etkileyen, bir gecede hayatımızın alt üst olmasına neden olan tsunami. Oğlumun sınav ücretlerini ödeyemediğimi dün gibi hatırlarım. O zaman da bugünkü gibi suni gerekçelerle açıklanmıştı kriz. … Okumaya devam et Suçlar daha da artacak

Yargıya güveni sarsacak ilk adım, etik değil

“Cumhurbaşkanını, başbakanı, doktorunuzu, mühendisinizi değiştirebilirsiniz ama yargıcı değiştiremezsiniz.  KKTC’de adalet yargıçların elinde. Yargı bu ülkenin tek güvencesi, tek güvenilir kurumu. En küçük ima, dedikodu dahi zarar verir ve bir kez yıpranmaya başladı mı nerede duracağı belli olmaz. Dünyada örnekleri çok…” Bu sözler, eski yargıçlardan, Yüksek Mahkeme Başkanlarından Salih Dayıoğlu’na ait. Yargıçların, mahkeme başkanlarının çok az konuştuğu, hatta neredeyse basın karşısına hiç çıkmadığı dönemin yargıçlarından. Yaş … Okumaya devam et Yargıya güveni sarsacak ilk adım, etik değil

Tedavülden kalkmadan…

Ruhumu geride bırakıp koşuşturduğum, telaşlı bir dönemimdi yine. En yakınlarımı ihmal ettiğim, iş/randevu/ etkinlik odaklı rutin akışa kendimi bile sığdıramadığım, minik oğlumun “annemi isterim” diye işyerime mektup gönderdiği günler… Fax’la göndermişti alıntıyı yakın dostum, çünkü henüz e-posta/mesaj/facebook ile değil; konuşarak ve yazışarak iletişim kurduğumuz yıllardı. “Beni ihmal ediyorsun” diyordu dolaylı şekilde… Mesaj alındı… Ve o günden beri, yaklaşık 20 yıldır rehber olarak önceleri çantamda, sonraları … Okumaya devam et Tedavülden kalkmadan…

Çöküşle birlikte çürükler ortaya çıkıyor

Yunanistan’ın iflâs ilan etmesine neden olan yaklaşık 5 yıl önceki krizle birlikte, toplumu derinden kemiren bir dizi çürümüşlük gün yüzüne çıkmıştı. Bunlardan en çarpıcısı, bizim de o dönem birçok yazımıza konu olan “körler köyü” örneğiydi. Nüfusunun üçte ikisi 20 yıldan beri körlük maaşı alan bir köyde, gerçek kör sayısının 80 değil 3 olduğu, 77 kişinin 20 yıl sahtekârlıkla kamu bütçesinden maaş aldığı ortaya çıkmıştı. Bunun … Okumaya devam et Çöküşle birlikte çürükler ortaya çıkıyor

Krizler tanışma, yüzleşme ortamı

Ekonomik krizler bir yandan yıllarca etkisini sürdüren derin yaralar, travmalar yaratırken, diğer yandan bir dizi fırsatı da bünyesinde barındırır. Aynı zamanda “tanışma” imkânı da sağlar. Siyasi ve ekonomik bir dizi dış etkenle yaşanan son kriz için de aynı durum geçerli. Türk Lirası’ndaki şok değer kaybının yol açtığı krize KKTC’nin müdahale imkânları son derece sınırlı olmasına karşın, yok farzedilen derin yapısal sorunların gün yüzüne çıkması, elle … Okumaya devam et Krizler tanışma, yüzleşme ortamı

Aslolan hayattır…

“Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür” demiş Anne Frank. Yahudi soykırımının simge isimlerinden, 16 yaşında soykırıma kurban gidene kadar 2 yıl saklandığı odada yaşadıklarını günlüğe aktaran, bu günlükle tarihe not düşen cesur yürek Anne Frank. Aslında farklı bir gaileyle not düştü yukarıdaki sözleri. Hayatın acımasız çarklarında, ölüm makineleriyle boğuşurken, inanılmaz trajedilere, gerçek acıya tanıklık ederken kaleme döküldü bu sözler. Yaklaşık … Okumaya devam et Aslolan hayattır…

Yokken harcadık, varken yokluktayız

Türkiye ile birlikte KKTC’yi de ateşe atan, kaosa sokan son ekonomik kriz, bir dizi dersle dolu. Yaklaşık 500 milyar Dolar dış borcuna ek olarak;  bölgeyle ve dünyayla kavgalı siyaseti, demokrasiden ve hukuk devletinden uzaklaşan yapısıyla hızla istikrarsızlaşan Türkiye ile birlikte KKTC de bilinmeze doğru sürükleniyor. Geçmiş krizlerden farklı olarak siyasi söylemlerin ön plana çıkmasıyla belirsizlik artarken, aynı para birimini kullanan, ekonomide göbekten bağlı KKTC de … Okumaya devam et Yokken harcadık, varken yokluktayız

Getto’larda mı yaşar olduk!

“Yaşamdan yakınmamızın nedeni, karşılaştığımız zorlukların büyüklüğü değil, gücümüzün azlığıdır” der Fransız oyun yazarı Pierre Corneille. Yüzyıllar önce söylenmiş ama dünü de, bugünü de özetleyen; bize de denk düşen veciz sözlerden. Geçtiğimiz hafta rutin Büyükhan ziyaretimde yaşadığım bir diyalog yeniden hatırlattı bu sözü. Hem biz için; hem sohbetin öznesi, adaya yerleşmeye karar veren Türkiyeli aile için… Kavurucu sıcak nedeniyle Büyükhan’ın boş olduğu öğle saatleriydi. Sıcak havadan … Okumaya devam et Getto’larda mı yaşar olduk!