Gezi rotamız bu kez Türkiye, Antalya… Ve yeni Ercan’la ilk tanışma

Geleneksel mart gezimizde bu kez Avrupa’yı değil, Türkiye’yi tercih ettik. Antalya’yı. Özellikle pandemi sonrası uçuşa geçen bilet fiyatları yanında, ‘yasaklılar’ listesiyle ilgili kaygı ve tepkilerimiz nedeniyle yıllardır gezi tercihlerimizde bu en yakın coğrafyayı göz ardı ettik. Üstelik çok iyi bildiğimiz, iyi tanıdığımız, sevdiğimiz yakın bir coğrafya. 20/30 Euro’luk biletlerle Avrupa ülkelerinde, Yunan adalarında tatil imkânı varken niye fahiş fiyatlarla seyahat edelim! Zorunlu rota değilse fiyat … Okumaya devam et Gezi rotamız bu kez Türkiye, Antalya… Ve yeni Ercan’la ilk tanışma

Balkan coğrafyasında 9 günde devrialem… 8 ülke, 20 kent, 3 bin kilometre yol

Kara yoluyla onlarca kenti kapsayan tura katılan arkadaşım, “hepsi birbirine karıştı, nereleri gördüğümü sorsan anlatamam, fotoğrafları bile ayırt edemiyorum” dediğinde tuhaf karşılamıştım. Ne demek istediğini kendim deneyimleyince anladım. Karışabiliyormuş. Çünkü farklı kentler, farklı ülkeler, farklı bayraklar olsa da ortaklık, benzerlik, aynılık çok. Özellikle Balkan coğrafyasında. Asırlar boyu farklı uygarlıklar altında bir arada yaşamış, birbirinden etkilenmiş, bağımsızlıklarını kazanmış, şiddetli savaş, soykırım ve katliamlara rağmen bir arada … Okumaya devam et Balkan coğrafyasında 9 günde devrialem… 8 ülke, 20 kent, 3 bin kilometre yol

KÜBA… Bir yanı 1960’larda donup kalmış, bir yanı açılım yolunda… Mutlu, kaygısız ama yoksun… Sağlık ve eğitimde dünyaya örnek, turizmde atılım büyük, günlük hayat hantal…

Yıllardan beri hayalimdi Küba. Birçok insan için öyle sanırım. Nedendir bilinmez, ille de görmem şarttı. “Romantik devrimci” olduğumdan değil, efsanelerle yaşamadım hiç; belki bu farklı rejimi pratikte görme arzumdan, belki hep keyifle yansıyan görüntülerden, purolu kadın resimlerinden, eski klasik arabalarla simgeleşmelerinden. Birçok neden olabilir ama hep çekti bir yanı ve iyi ki çekti; gittim, gözümle gördüm, elimle dokundum, efsanelerin pratiğini yaşadım. Tabii ki bu gezi … Okumaya devam et KÜBA… Bir yanı 1960’larda donup kalmış, bir yanı açılım yolunda… Mutlu, kaygısız ama yoksun… Sağlık ve eğitimde dünyaya örnek, turizmde atılım büyük, günlük hayat hantal…

DEPREM… 23 yıl önce de aynı şeyleri konuştuk, bir arpa boyu yol almadık!

Deprem ana gündem bugünlerde. Başka gündem yok. Ama bu ilk değil. 1999 Marmara depreminin ardından da aynı tartışmalar yaşanmış, aynı kaygılar taşınmıştı. Bu sefer tek fark, faydaki kaymanın adada deprem riskini artırdığına dair veriler ve ağır insan kaybımız. Aşağıdaki haber 1999 depreminin hemen ardından yapıldı. Aynı sorular, aynı kaygılar. İsimleri çıkarsak bugün yapılmış gibi. Nerde kalmıştık dedirten cinsten, bir arpa boyu yol almadığımızın kanıtı sanki… … Okumaya devam et DEPREM… 23 yıl önce de aynı şeyleri konuştuk, bir arpa boyu yol almadık!

ÜLKESEL FİZİK PLAN….

(Ülkesel Fizik Plan… Onlarca uzman yıllarca çalışarak hazırlamış. Bin sayfalık raporlama, haritalar. Ben de o kocaman rapordan geniş kapsamlı bir haber yapmıştım 2014’te. Şimdi yeniden gündeme gelince arşivden çıkarıp tekrar okudum. Planın/raporun üzerinden 8 yıl geçmiş, bu sürede çokça hükümet gelip gitmiş. O günlerde bu günleri de görerek hazırlanmış. 2026’ya kadar vizyon öngörmüş. O güne de, bu güne de vizyon. Biraz güncelleme bilgilerle tüm sektörlere … Okumaya devam et ÜLKESEL FİZİK PLAN….

O bir anne, anneliğin kitabını yazanlardan…

35 yıldan beri oğluna ayak oldu Serpin Onay Demirciler, adıyla anılan bir eczacı. Yaklaşık 55 yıldan beri eczacılık yapıyor. Ülkenin eğitimli ilk eczacı kadınlarından. Şimdilerde 77 yaşında, hâlâ aktif olarak çalışıyor. Soyadı da bilinenlerden. Eski bakan, milletvekili, DAÜ kurucularından, 58 yaşında kanserden hayatını kaybeden Onay Fadıl Demirciler’in eşi. Ama bilinmeyen ya da az bilinenleri daha çok. 17 yaşında, üniversiteye gitmeye hazırlanırken bir deniz kazasında felç … Okumaya devam et O bir anne, anneliğin kitabını yazanlardan…

Yoktan varoluşun adresi ESKİŞEHİR

  Herkes aynı hissi yaşıyordur sanırım gezerken. Gidilen her yerde kıyas hali. İtalya’nın şarap üretilen köylerine gidersiniz; Bağlıköy, Kozanköy, Taşkent neden böyle olmasın diye hayıflanırsınız. Doğa var, potansiyel var ama aynı sonuç yok… Ankara-Bolu-Eskişehir üçgenini kapsayan son gezimizde de aynı hissi yaşadım açıkçası. Dağları, gölleri, muhteşem doğası ile ünlü Bolu ile kıyas elbette mümkün değil ama yoktan var olan Eskişehir; çalışmanın, üretmenin, girişimciliğin adresi gibi. … Okumaya devam et Yoktan varoluşun adresi ESKİŞEHİR