KKTC’ye yaklaşık 4 yıl önce dünyaca ünlü Bellapais Müzik Festivali’nde konser vermek için geldi. Sanatçı Halil Kalgay’ın davetiyle adaya varışının hemen ardından Ercan’dan direkt olarak Bellapais’a gitti, konserini verdi ve geliş o geliş; o günden beri KKTC’de… “Rahatlığı, havası, kültürel ve tarihi dokusuyla beni büyüledi” diyerek adada, Kuzey Kıbrıs’ta yaşamaya karar verdi.
Bakü doğumlu Rus vatandaşı Kasimov 8 yaşında müzik eğitimi almaya başlamış. Eğitimini tamamladıktan sonra dünyanın birçok yerinde çalışmış, konserler ve resitaller vermiş. Katıldığı uluslararası yarışmalarda birçok birincilik ödülleri var. Moskova’ya gitmeden önce Bakü Konservatuarı’nda Piyano Profesörü olarak da görev almış. Moskova’da Rus Koro Akademisi’nde şef ve piyanist olarak çalışan Rauf Kasimov, dünyaca ünlü Profesör Dorensky’nin asistanlığını da yaparak kariyerini en üst düzeye çıkarmış.
ADA BANA HİTAP ETTİ… VATANIM GİBİ
Yaklaşık 4 yıldan beridir KKTC’de yaşayan Rauf Kasimov’la bir konseri öncesinde müzik hayatını, müzik kariyerine rağmen klasik müziğe uzak bir adada yaşama nedenlerini, Kıbrıslı izleyiciyi konuştuk.
“Bir solo konser için geldim, hiç aklımda yokken kaldım. Geliş o geliş. Bu ülke ruhuma uydu, vatanım gibi sanki. Lefkoşa sokaklarını gezdim, bana çok tanıdık geldi. Bana hitap etti. Tarihi dokusu, kültürü, havası, rahatlığı… Bunlar beni cezbetti. Kariyerim açısından elbette burası iyi bir yer değil. Ama ben zirveleri yaşadım, şimdi birikimimi aktarma zamanı. İnsan yetiştirmek, klasik müziği anlatmak, sevdirmek istiyorum.”
SERVETİM, ELİMDE YAKILAN MUM
Bellapais Manastırı’ndaki ilk solo konserinin ardından KKTC’de Bilkent Senfoni Orkestrası ile Brahms’in 1. Piyano Konçertosu’nu, Mersin Devlet Opera ve Bale Senfoni Orkestrası eşliğinde E.Grieg piyano konçertosunu seslendiren Kasimov, 4 yılda ünlü birçok sanatçıya ve müzik eğitimi alan öğrencilere de konserlerinde eşlik etti. Birçok sanatçıyla birlikte çalıştı, insanı hayrete düşüren tanışıklıklarıyla neredeyse herkesi, sanatla, müzikle ilgili herkesi, hatta basını tanıyor, tanışıyor… Vurgularıyla dikkat çekmesine karşın Türkçeye hakimiyetiyle de dikkat çeken Kasimov, Güney ve Kuzey Kıbrıs’ta verdiği konserlerle, otellerde piyano çalarak, hocalık yaparak yaşamını sürdürüyor. En büyük gururu ise gelecek aylarda konsere hazırladığı 9 yaşındaki öğrencisi… “O benim servetim, elimde yakılan mum…” diyor öğrenci yetiştirmenin önemini vurgularken.
ELLER NASIR TUTMADAN OLMAZ
Dünyaca ünlü ve disipliniyle bilinen Bakü Konservatuarı mezunu, Rusya yanında Türkiye dahil dünyanın bir çok ülkesinde konserler veren Kasimov, başarının disiplinde olduğuna inananlardan…
“Bizler Sovyet rejiminde disiplinle yetiştik. Asker gibi eğitim aldık. Disiplin çok önemli. Profesyonel olmanın, iyi olmanın şartı çalışmak, çalışmak, çalışmak… Zirvede de olsanız günde 5-6 saat çalışmazsanız tükenirsiniz. İyi olamazsınız. Parmaklarını kanatmadan, nasır tutmadan iyi piyanist olamazsınız. Bugün dünyanın en iyileri de her gün aynı tempoda, aksatmadan çalışıyorlar. İyi izleyici, iyi ile kötüyü çok kolay ayırt eder sahnede.”
BEĞENMESE DE ALKIŞLIYOR
Peki Kıbrıslı izleyici nasıl..!
Bu soruya yanıtındaki tereddüdünden yanıtın olumsuz olduğu anlaşılıyor. Net yanıt vermese de mesajını veriyor…
“Kıbrıslı; Rumlar da, Türkler de klasik müziği pek sevmiyor. Konserlere akraba ve tanıdıklar dışında sadece yabancılar geliyor. ‘Anlamıyorum’ diyerek kaçıyor, izlemiyor Kıbrıslı… Oysa bir dinleseler, deneseler, sesler dışında iç sesleri duyacaklar. Sadece kulak değil, ruh çalışır klasik müzikte… İnsanın ruhuna, içine dokunur ve o yüzden ölümsüz zaten. Alman köylüsünden, benim ülkemdeki insandan bir farkı yok Kıbrıslının. Demek ki alışmak, eğitmek gerekiyor. İyi seyirci sanatçıyı sınar. Benim ülkemde beğenmeyen alkışlamaz. Burada herkes herkesi alkışlar. ‘Ayıp olmasın’ diye alkışlama olmaz, o zaman iyi ile kötünün farkı kalmaz.”
ZORLUKLAR BESLİYOR SANATI
Sanatın ve sanatçının gelişmesinde eleştirmenin önemini de vurgulayan Kasimov, “Biz ülkemizde eleştirmenlerden korkarız. ‘Acaba ne yazacaklar’ diye tedirgin oluruz. Burada pek eleştirmen yok” diye konuştu.
Klasik müziğe kaynaklık eden, bu müziği besleyen ülkelerin genellikle çok zorluklar, sıkıntılar yaşanan ülkeler olduğuna dikkat çekerek “tarihin birçok döneminde, ülkesinde ezilen Yahudilerden en iyi sanatçıların, her alanda en iyilerin çıkmasını” örnek gösteren Kasimov, rahat yaşama koşulları yanında havanın da faktör olduğu inancında… “Buralarda havalar sıcak, insanlar kapalı değil, yalnız değil. Klasik müzik eğitimi ciddi, zorlu bir eğitim. Burada insanlar havaların da etkisiyle sokakta, plajda… Böyle zorlu, disiplinli bir eğitim buralarda pek kolay değil.”
YETENEKLİ GENÇLERE SAHİP ÇIKILSIN
ABD dahil birçok ülkenin sanatçı yetiştirmese dahi bilinçli politikalarla sanatçı ithal ettiğini, ülkelerin ve ulusların en etkili tanıtım yollarından birinin sanat olduğunu vurgulayan Kasimov, KKTC’nin genç ve yetenekli çocuklara sahip çıkması gerektiğini söyledi. “Yetenekli gençler var. Sahip çıkılmazsa ilk fırsatta kaçacaklar” diye de ekledi 54 yaşındaki Rus Sanatçı.
(TAK/ Mayıs 2009)