FATMA AZGIN: “KADINLAR, ÖZELLİKLE DE AYDIN KADINLAR, KADINLARI DESTEKLEMİYOR”

O bir eczacı, mesleğin kurumlaşmasında önemli rol oynadı. 30 yıl birlik başkanlığı yaptı… Mesleği kadar politik duruşuyla da tanındı. Önce Halkçı Parti’nin, ardından Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. Kıbrıs Türk Federe Devleti Kurucu Meclisi’nin tek kadın üyesi oldu. Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin ardından Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne girdi. Milletvekilliği yanında kadınların sesini duyurmak için başkanlığa da aday oldu bu partiden… Kadın hakları için mücadele etti, feminist harekette yer aldı, Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde kadınlara yüzde 10 kotanın öncüsü oldu… Entelektüel duruşuyla ön planda yer aldı. Köşe yazarlığından televizyon programlarına, kitap yazarlığından iki toplumlu projelere kadar birçok alana yetişti.

Girişkenlik aileden

Girişken, cesur kimliğinin ilk tohumları ailede atıldı. İlk öğretmeni babası oldu, Raşit Sami. Sonradan, toplumun yakından tanıdığı Adanır soyadını aldı aile. 4 kardeşin en küçüğü. Ağabeyleri Alpay ve Fevzi Adanır, futbolla özdeşleşen isimler. Zaten baba da futbol oynamış. Ablası ise, Sevilay (İsmail).Evlilikle birlikte bugünkü soyadını alan Fatma Azgın, 1947 doğumlu. Lefkoşa Suriçi’nde, Yenicami’de geçti hayatı. Dönemin “becayiş” sistemi nedeniyle öğretmen babayla sürekli dolaştılar. Çocukların eğitim/okul yaşı gelince anne Süreyya Lefkoşa’da kalmaya başlar, çocuklarla birlikte.İlkokulu, dönemin tek okulu Selimiye’de okudu. Şimdiki Belediyeler Birliği binasında. Burada okurken Atatürk İlkokulu inşa edilince  oraya taşındılar.  Bu okuldan mezun oldu. Mutlu ve başarılı bir çocukluk geçirdiğini anlattı.

Siesta vardı…

Dönemin sosyal hayatı için de, “Kıbrıs’ın sakin, emin olduğu; insan ilişkilerinde sıcaklığı yaşadığımız,  yasalara saygı duyulan yıllardı” diyor. Hatta ‘siesta’ (dinlenme) saatlerinde herkesin işyerini kapattığını, insanların birbirini rahatsız etmemek için müziği kıstığını, korna çalmadıklarını anlattı bugüne gönderme yaparak. Liseden lider olurİlkokulun ardından Adnan Menderes Kız Lisesi’ne girer, 1959’da. Türkiye’deki gelişmelere paralel  bir yıl bu ismi alan lise, sonradan Lefkoşa Türk Kız Lisesi olur. 1963’te toplumlararası çatışmaların başlamasıyla eğitime bir yıl ara verilir. Ona rağmen dersler aksamaz, eğitim kaybı yaşanmaz. Burada da çok başarılı ve mutlu bir eğitim dönemi yaşadığını anlatır. “Disiplin vardı, kural vardı, iyi eğitim vardı” diyor yine bugünlere gönderme yaparak.Sosyal etkinliklerde yer alır, şiir gecelerinde görev üstlenir, dergi çıkarmadan tiyatroya her etkinlikte adı vardır. Sonraki hayatın habercisi bir eğitim hayatı geçirir. Okulun kaptanlığını yapar, liderliği tadar.

FATMA AZGIN 6.jpg

Eczacılığa okul müdürü yönlendirdi

Liseden dereceyle mezun olur. Ailenin de teşvikiyle meslek sahibi olmak ister. Edebiyat eğilimli olduğu için sosyal bilimler okumayı planlar. Ama okul müdürü, eğitim hayatının efsane isimlerinden Leman Feridun’un “dünyanın her yerinde geçerli olacak bir bölüm seç, eczacı ol” önerisini dikkate alır. Okuldan birincilikle mezun olmanın da avantajıyla kontenjandan yararlanır ve İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne girer 1965’te.  Eğitim süresi boyunca, hayatını İstanbul’da sürdüren abla Sevilay İsmail’in yanında kalır.

68 öğrenci hareketi ve sol düşünceyle tanıştı

Üniversite yılları, öğrenci hareketlerinin de başladığı döneme denk gelir. 1968 öğrenci hareketinin etkisiyle sol düşünce ile tanışır. Etkilenir, destekler ama evde kalmanın, yurt ortamında olmamanın da etkisiyle hareket içinde aktif olarak yer almaz. “Ayrıca eleştirdiğim yanları da vardı o dönemdeki devrimci hareketin. Kadın-erkek konusunda eşitlikçi değillerdi. Belki aktif olarak yer almamamda bunun da etkisi oldu” diyor.

Feminizmle tanıştı

Felsefeye ilgisi de üniversitede gelişir. Zaten lisede “olgunluk sınavları” için seçme derslerde de felsefeyi seçmişti; ilgisi vardı. Üniversitede ortam bulunca felsefe gruplarına katılır… Kadın hakları, eşitlik konularıyla tanışması da bu döneme rastlar. Feminizmle tanışır.Ya çeyiz, ya eczane…Üniversite eğitimin ardından adaya döndüğü yıl, 1972’de eczanesini açar. Hastaneye başvurusundan sonuç alamayınca babasının da katkısı ve desteğiyle kendi iş yerini açar Müftü Ziyai Efendi Sokak’ta. Emekli ikramiyesini alan baba “ya çeyiz, ya eczane” deyince ikinciyi tercih eder. Dayısının, Prof. Dr. Necdet Sezer’in adından esinlenerek açtığı Sezer Eczanesi, 1998’de Lemar bölgesindeki şu anki yerine taşınana kadar 26 yıl aynı yerde bölgesinin simgelerinden olur.Aktif siyasetle tanışırBir yıl sonra Eczacılar Birliği’ne genel sekreter olur. Birlik Başkanı Biray Münir Pınar, dönemin Cumhurbaşkanı Muavini Rauf Denktaş’ın kayınbiraderi. O yıl, 1973’te seçim var, muavinlik seçimi. Denktaş’a karşı Ahmet Mithat Berberoğlu’nun aday çıktığı ünlü seçim. Birlik Başkanı Denktaş’ın desteklenmesini ister birlikten. Ancak Fatma Azgın, sonradan göz hapsiyle birlikte adaylıktan çekilen Berberoğlu’na destek verir.  “Politik tavrım yoktu ama bir adaya karşı sindirme çabalarını doğru bulmadım” diyor. Böylece Eczacılar Birliği bir adaydan yana tavır koymaz, Fatma Azgın da aktif siyasetle tanışmaya başlar.

FATMA AZGIN 3.jpg

30 yıl başkan… Güç Ecza Deposu 50 ortaklı

Genel sekreterliğin ardından 1981’de Eczacılar Birliği başkanlığına  seçilir ve yaklaşık 30 yıl, 2012’ye kadar bu görevi sürdürür. Başkanlığı döneminde Birlik, Uluslararası Eczacılık Federasyonu’na üye olur, 1986’da.İlaç bulmada yaşanan sorunlara çözüm için de girişim yapar meslektaşlarıyla birlikte. “İlaçları 1974’e kadar Güney’den alıyordu Türk eczacılar. Savaştan sonra ilaçsız kaldık… Piyasa kötüydü, güvensizlik vardı” diyor. Ve 1988’de 50 eczacının ortaklığında Güç Ecza Deposu’nu kurarlar. İlaç ithaline başlarlar. Yaklaşık 10 yıl da buranın yöneticiliğini yapar.

Kurucu Meclis’in tek kadın üyesi

Meslek ve politik hayatı hep koşut giden Fatma Azgın, 1975’te daha 28 yaşındayken Kurucu Meclis üyesi olur. Eczacılar Birliği’ni temsilen 40 üyeli meclisin tek kadın üyesi… Böylece fiilen politikaya girer. 1.5 yıl burada görev yapar, Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) anayasasının hazırlık sürecinde yer alır. “Okul gibiydi” diyor o hareketli dönem için.

Başkanlığını Rauf Denktaş’ın, yardımcılığını Necdet Ünel’in yaptığı Kurucu Meclis’te, Mustafa Akıncı, Alpay Durduran,  Özker Özgür, Turgut Afşaroğlu, Ekrem Ural ile birlikte Altılar Grubu olarak anılan “demokrat grup”ta yer alır… Ankara’ya gidip dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’le görüşen, ilk anayasa taslağına itirazları dile getirip ikna eden muhalif grupta.

Halkçı Parti’nin, ardından Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin kuruluşunda yer alır

Demokrat Grup olarak İsmail Bozkurt, Burhan Nalbantoğlu, Fuat Veziroğlu gibi muhalif isimlerle  beraber Alper Orhun başkanlığında Halkçı Parti’yi kurarlar. Ancak bir süre sonra anlaşmazlığa düşerler ve bu partiden ayrılıp Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP)’yi kurarlar. Fatma Azgın bu iki tarihi partinin kurucuları arasında yer alır.İlk seçim deneyimi 1976’daİlk seçim, adaylık deneyimini 1976’da yaşar.  Milletvekilliğine aday olur ama kazanamaz. KKTC’nin 1983te ilanı ve anayasa tartışmaları sürecinde bu kez TKP ile ters düşer bir grupla birlikte. Parti anayasaya evet kararı alınca istifa eder ve CTP’ye girer.

CTP’de devam… Kota için bayrak açar

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)’de kadın-erkek eşitliği için bayrak açar. 1989’da kadın kotasını gündeme getirir. Bir grup arkadaşıyla birlikte bu mücadeleden sonuç alır ve “dönemin yönetimi karşı çıkmasına rağmen” yüzde 10 kotayı kabul ettirirler.Aynı yıl Yenidüzen gazetesinde yazı yazmaya başlar. Kadın haklarını, feminist mücadeleyi ön plana çıkarır.Kadın hakları konusunda Hanımeli isimli dergi de çıkarır, Neşe Yaşın ve Sevgül Uludağ ile birlikte. Bu dergi de yaklaşık 2 sayı yaşar.Ulviye Mithat/Feminist Buluşma  adıyla 1998’de çıkardığı kitap da kadın haklarıyla ilgili çalışmalarında mihenk taşı olur.

FATMA AZGIN 1

Başkanlık için yarışa girer

1992’de büyük bir cesaret örneği göstererek Özker Özgür’e karşı başkanlığa aday olur. “Amacım kadının varlığını duyurmaktı. Dünyada hızlı değişimler vardı ve partinin dogmatik yaklaşımlardan kurtulması, demokratikleşmesi gerekirdi” diyor adaylık nedenlerini açıklarken.Ve yüzde 20 oy alır bu seçimde. “Az değildi, kimse böyle bir oy almamı beklemiyordu” diyor…

Kadınlar, hele de aydın kadınlar…

1976’daki ilk deneyiminin ardından 1993 ve 1998 seçimlerinde de milletvekilliğine aday olur ancak kazanamaz. “Politika meslek değil. Benim bir mesleğim ve kendimi ifade etme imkanım var. Ama politikada adaylık sorgulama, değişim talebi için önemliydi” diyor adaylık nedenlerini açıklarken.Ve yine bugünlere gönderme yaparak, “Kadın adayları, erkekler değil kadınlar desteklemiyor. Özellikle de aydın kadınlar” diye de ekledi.

Evlilik koalisyon

Soyadını taşıdığı Bekir Azgın’la da politik hayat içinde tanıştı, Kurucu Meclis günlerinde. Yenidüzen gazetesinin kurucularından, felsefe yazıları yazan, CTP Genel Sekreter Yardımcısı Bekir Azgın, Kurucu Meclis çalışmalarını izlemeye gelirmiş, merak ve ilgiden. 1977’de evlendiler. Evlendiklerinde Bekir Azgın CTP’de, Fatma Azgın TKP’de genel sekreter yardımcısı.  Hatta  CTP Genel Başkanı Özker Özgür, TKP Genel Başkanı Alpay Durduran’dan istemiş Fatma’yı Bekir Azgın’a; eczanedeki temsili dünürcülükle…

Yerini oğullar aldı

Aynı partide birlikte çalışmamışlar hiç karı-koca. 1980’de Bekir Azgın ayrılmış partiden, 1985’te o girmiş… Oğulları  Mutlu ve Bilge bu partide görev almaya başlayınca o da aktif politikadan ayrılır. Her ikisi de uluslararası ilişkiler okuyan  38 yaşındaki Mutlu ve 35 yaşındaki Bilge şimdilerde CTP’de görev yapıyor. Mutlu Lefkoşa İlçe Başkanı, profesyonel. Akademisyen Bilge ise Parti Meclisi üyesi.

Akademisyenlik de yapıyor

Bir yardımcısıyla  eczanesinde çalışmayı sürdüren, Yenidüzen gazetesindeki köşe yazıları ve SİM TV’deki programlarıyla entelektüel birikimini topluma taşıyan, kadın haklarıyla ilgili çalışmalarını sürdüren, iki toplumlu çalışmalara katılan Fatma Azgın, şimdilerle uğraşlarına akademisyenliği de eklemiş durumda. 1986’da eczacılık mevzuatıyla ilgili kitap çıkaran, bu kitabı 2012’de güncelleyen Fatma Azgın, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Eczacılık  Fakültesi’nde eczacılık mevzuatıyla ilgili ders veriyor.

(Girişimci Kadınların Başarı Öyküleri kitabından / Mart 2015)

Bir Cevap Yazın