ÖNSÖZ-NEZİRE GÜRKAN
PLANLANMAMIŞ BULUŞMA…
Bir gece, bir dost masasında, keyifli bir sohbette ilgimi çekmişti anlattıkları. Özellikle Nisan 2003’e, kapıların açılma sürecine ilişkin olanlar… Ezber bozan, bomba etkisi yaratan o günlerde neler yaşandığını anlatmıştı. Bu süreçte başrol oynamıştı çünkü… Haber ayrıntıda gizliydi ve bu iştah kabartıcı bilgiler bizi “bir röportaj” için buluşturdu. “Bunları yazalım” dedim ve bir araya geldik; diğerleri gibi 3-4 sayfalık bir “haber-röportaj” için. Yıl 2009 eylül/ekim. Demokrat Parti, Arabahahmet bölgesindeki merkezindeydi henüz…
Ancak röportajda, ilgili konuya giremeden saatler geçti, sayfalarca yazdım ve o gün “Biz bu işi öyle bir röportajla bitiremeyiz, kitap yaz” dedi Serdar Denktaş… Ne hazırlığım, ne düşüncem, ne niyetim, ne deneyimim var. İki kitabım var ama onlar kitap olarak yazılmış değil, yayınlanmış röportajlarımdan oluşmuş. Gafil avlandım, kararsız kaldım. O da kararsız… Ve “bakarız” diye yuvarlak laflarla ayrıldık.
Ama buluşmalar devam etti; ben sordum, o konuştu. Bazen ben sormadan o anlattı saatlerce. Ve haftada bir, saatler süren görüşmeler yaptık. Anlatılanlar, anlatılmayanlar birikti… Yavaş yavaş kitap fikri bende de yerleşmeye başladı; çünkü konuşulanlar bir röportajı çoktan aşmıştı. Ancak aktif siyasette, üstelik çok da disiplinli çalışma geleneği olmayan bir isimle konuşmanın sıkıntıları süreç içinde yaşanmaya başladı… Haftada bir buluşurken, bazen ayda bir oldu. Hatta bir ayda ulaşamadığım zamanlar oldu..! Ardından sürekli güncellemeler gerekti. Tam bitti derken, seçimler gündeme geldi ve Serdar Denktaş beklenmedik şekilde Cumhurbaşkanlığı seçiminde Derviş Eroğlu’na destek verdi. Bu süreci kitaba almak kaçınılmazdı. Seçim süreci, seçim sonuçları derken sadece bu dönemde belki 6 ay beklemek durumunda kaldım…
Yine tam güncelledik, tamamladık derken; babanın, eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın rahatsızlığı gündeme geldi. Bu dönem de hem zaman, hem de yoğunluk ve duygusallık bakımından kitabın uzun beklemeye alındığı bir dönem oldu. Dönem dönem kısa sohbetler, buluşmalar oldu ama tamamlamak için fırsat olmadı. Ve sonuçta ancak babanın, eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ölüm acısının ardından, bu güncellemeyle birlikte tamamlayabildik…
Özetle bu kitap planlı olmayan bir maceranın ürünü. Üstelik 3 yıllık bir macera… Çalışma şekli, aksamaları, beklemeleri, tekrar tekrar güncellemeleri nedeniyle zor bir süreçten geçti. Aktif bir siyasetçi, üstelik Serdar Denktaş gibi tarzı olan bir isimle çalışmanın hem kolaylığını, hem güçlüğünü yaşattı…
Serdar Denktaş, hep farklı bir profil çizdi; hem birey, hem siyasetçi olarak… Çoğu için Serdar veya “Küçük Denktaş” oldu hep. Kendi ifadesiyle “Denktaş’ın oğlu”, “Raif’in kardeşi” olmanın hep yükünü taşıdı. Bazen avantaj, bazen dezavantaj oldu… Çocukluktan müzisyenliğe, milletvekilliğinden bakanlığa ve parti başkanlığına; her dönem tartışılan, gündem yaratan bir isim oldu. Garip bir paradoksla hem çok bilinen, hem hiç bilinmeyen bir isim…
Bu kitaba çocukluğundan bugüne; konuşulabilecek, sorulabilecek, yanıtı alınabilen, akla gelen, dile getirilebilen her şeyi katmaya çalıştım. Serdar Denktaş’ın anlattığı, aktardığı kadarıyla bir yaşam yanında; özellikle 1990’dan itibaren siyasete, siyasetçiye de bir bakış…
(Haziran 2012)
Kitaptan kareler
Tanıtımdan