Adı da, yaptığı iş de iyi bilinenlerden… Gülden Plümer (Küçük)… Küçük ailesinin gelini, Plümer ailesinin kızı. Her ikisi de toplumun yakından tanıdığı soyadları… İşi de, kayıplar. Kıbrıs’ın kanayan yaralarından. Savaşlarda, çatışmalarda kaybolan Kıbrıslıları bulmak, kimliklendirip ailelere teslim etmek için çalışan iki toplumlu komite. BM gözetiminde çalışan, iki toplumun liderler tarafından atanan temsilcilerinden oluşan bir komite. Gülden Plümer de bu komitenin Kıbrıslı Türk üyesi…
Kıbrıs Türk toplumunun geçmişine hukukçu olarak adını yazdırmış, aile mahkemelerinin kurucusu, 1960 cumhuriyet dönemi milletvekili ve bakanlarından Fazıl Plümer’in kızı Gülden Plümer (Küçük). Gururla taşıyor halâ baba soyadını.
“AYAKLARINIZ ÜZERİNDE DURMAYI ÖĞRENİN”
“Adalet duygusunu ondan öğrendim. Hep yol göstericim oldu. Ve hep ayakta durmayı, mücadeleci olmayı” diyor babasını anlatırken.
Gülden Plümer (Küçük), Boğaziçi Üniversitesi’nde okudu, ardından ABD’de burslu yüksek lisans yaptı. İşletme, finans, AB konularında eğitim aldı.
“16 yaşındaydım, yalnız gittim üniversiteye. ‘Kendi işinizi kendiniz yapacaksınız’ derdi babam. Üniversitede okurken ders verdim, çalıştım, kendi hayatımı kazanmayı öğrendim…”
“AKTİVİSTLİK BENİ BURAYA TAŞIDI”
Üniversitenin ardından ilk iş yeri Kooperatif Merkez Bankası. Yıl 1979. Ancak “bir yolsuzluğu rapor edince” geri göreve alınır, yöneticilikten alt göreve getirilir. Bunun üzerine bu işi bırakıp kendi işyerini kurar.
Turizm acenteliği ile başlar, kurye servisi kurar, emlak sektörüne girer. “Kahve de yaptım, boyacılık da. Hiçbir işten kaçınmam, emeğimi acımam. Risk alırım, yaptığım işin en iyisi olması için çalışırım” diyor girişimciliğin önemini anlatırken.
Bu arada sivil toplum örgütlerinde de çalışmaya başlar. Gönüllü faaliyetler. “Gönüllü ama geri dönüşümü çok. İnsanı mutlu eden etkinlikler. O yüzden herkese her zaman önerdim” diyor.
Ve 2006’da dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından Kayıplar Komitesi Türk Üyesi olarak atanır. “Beni buraya, bu komiteye taşıyan aktivist faaliyetlerim, sivil toplum örgütlerinde gönüllü çalışmam oldu. Benle ilgili farkındalığın nedeni bu faaliyetler…”
“PROFESYONELİM”
Atandığı günden bu güne cumhurbaşkanı iki kez değişti, 3. cumhurbaşkanı ile çalışıyor…
“Evet, Sayın Talat tarafından atandım. Ardından Sayın Derviş Eroğlu ve son olarak da Sayın Mustafa Akıncı bu göreve geldi. Tümüyle de uyumlu çalıştım. Çünkü ben profesyonelim. İşimi en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Cumhurbaşkanları da hep destek oldu. Zaten olmasalar bu komite çalışamaz. Çünkü komite üyeleri, Türk ve Rum, liderler tarafından atanır. Onlara bağlı olarak çalışır…”
“ZOR AMA GERİ DÖNÜŞÜMÜ ÇOK…”
Yaklaşık yarısı Kıbrıslı Türk 90 civarında çalışanı bulunan Kayıp Şahıslar Komitesi, BM gözetiminde, uluslararası ayağı olan bir organizasyon. Politik gelişmelerden, müzakerelerden etkilenen, aynı zamanda insani ve bilimsel boyutu olan bir komite. Zor olmuyor mu?
“Zorlukları çok. Konjonktürden de etkileniyor elbet çalışmalar. Ayrıca çok hassas, insani, özen isteyen bir iş. Ama profesyonel bir seviyesi var ve dinamik bir süreç. Geri dönüşümü de çok. Bu nedenle insanı mutlu eden bir çalışma alanı. Ayrıca işin niteliği gereği BM, büyükelçilikler, dünya devletleri, AİHM gibi birçok alanı tanıma, öğrenme imkânı var. Bunlar da bana büyük deneyim sağladı.”
“ÖNCE KADIN OLARAK BAKIYORLAR”
Hassas, duygusallığı da ağır basan bir alanda çalışıyor. Kadın olarak zor olmadı mı…
“Bana zor olmadı, ben ağlayarak iş yapan biri değilim. Bu bir iş ve ben bu işi en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Kadın-erkek olarak bakmam. Ama cinsiyetçi bakış yaygın. Örneğin komitenin ilk toplantısında ilk espri ‘Demir Lady mi olacaksın’ şeklindeydi…”
“EŞLER İÇİN DEĞİL, KENDİNİZ İÇİN ÇALIŞIN; TALEPKÂR OLUN”
Kadınlara önerileri…
“Girişimci olmaktan çekinmeyin, risk alın. Disiplinli ve istekli çalıştıktan sonra mutlaka sonuç alırsınız. Yeter ki sabırlı olun. Kim ne derse desin, erkekle sorumluluklar eşit değil. Aile, çocuk sorumluluğu daha fazla kadında. O nedenle kariyer yapacak kadın daha özverili olmak zorunda. Ayrıca ev/aile desteği önemli. Ama kadın talep etmeli. Bu kariyer için olduğu gibi siyaset için de geçerli. Kendine güvenen, iyi eğitimli kadınlar eşine destek olmak yerine niye kendileri aday olmuyorlar! Erkekleri seçtiren genellikle kadınlar. Eşleri için çalışacaklarına kendileri için çalışmalılar, talep etmeliler…”
“KORUMACI OLMAYIN”
2 oğlu, 4 torunu bulunan Gülden Plümer, “korumacı” anlayışın girişimciliğin, mücadeleci kişiliklerin, kariyerin önündeki en büyük engel olduğunu da ekledi…
“Emek sarfetmeden hiçbir şeyin değeri bilinmiyor. Çocukların daha küçükken çalışmasına, para kazanmasına fırsat verilmeli. İhtiyacınız yoksa bile, kişilik gelişimi için, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmesi için bunu yapmak gerekir. İnsanın sahip oldukları emek karşılığı olmalı. Hazırcılık insanın girişimci ruhunu geliştirmez, köreltir. Dünya artık girişimcilik dünyası.”
(İş Kadınları Dergisi/ Mart 2017)