OMBUDSMAN DİZDARLI: “HAYAT EVDE DEĞİL, SOKAKTA… KABUĞUNUZU KIRIN…”

Kadın toplumda; özellikle siyasette, kabinede ve yerel yönetimlerde hak ettiği pozisyonu kazanamadı ama saygın makamlardaki kadın sayısı son yıllarda küçümsenemeyecek düzeyde arttı. Meclis Başkanı, Yüksek Mahkeme Başkanı, YÖDAK Başkanı kadın. Ve Ombudsman, yani Yüksek Yönetim Denetçisi de bir kadın; Emine Dizdarlı. 23 yılı yargıç olmak üzere 28 yıllık hukuk hayatının ardından Ombudsman… Vatandaş ile idare arasında köprü. Avrupa ülkelerindeki ifadesiyle “halkın avukatı”.

Lefkoşa, 1959 doğumlu Emine Dizdarlı. Kısa bir dönem hariç çocukluğu, gençliği, eğitim hayatı İngiltere’de geçti. 6 aylıkken gittiği İngiltere’den temelli dönüşü 1986 yılında. Beş yıllık avukatlığın ardından 1992’den itibaren yargıçlığa atandı. Önce Kaza Mahkemesi yargıcı, ardından kıdemli yargıç,  Kaza Mahkemesi Başkanı ve 2013’de de Yüksek Mahkeme Yargıcı oldu. Bu görevi sürdürürken Ekim 2015’de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın önerisi, Meclis’in onayıyla Anayasal kurumlardan Ombudsman kurumunun başına atandı. Bu göreve getirilen ilk kadın.

Yaklaşık 4 yıl boş kalan, binası ve personeliyle atıl duruma düşen Ombudsman kurumu, bu atamayla birlikte bina ve personeliyle yenilendi. Vakıflar’a ait Girne Kapısı civarındaki otantik bina, restore edilerek bu kuruma tahsis edildi. Denetçi sayısı, kadro genişletildi ve toplumda ilgi gören icraatlara imza atıldı. Toplumda büyük yankı uyandıran Ercan ihalesi dâhil bir dizi konuda inceleme ve soruşturma başlatılarak, Anayasa’dan kaynaklanan yetkiyle raporlar hazırlandı. Bu raporlar Cumhurbaşkanı’na, Meclis’e, Başbakanlık’a sunuldu; kamuoyuna açıklandı. Ses getiren raporlarla birlikte kuruma vatandaşın başvurularında da büyük artış oldu. Karpaz’dan vatandaşlar, KKTC’ye yerleşen vatandaşlar çat kapı gelerek dertlerine burada çözüm aramaya başladı.

ZEMİN AYNI, USUL FARKLI

Zor olmadı mı yargıçlıktan bu makama geçiş?

“Ombudsman teklifini kabul ederken çok tereddüt ettim. Alıştığım bir camia vardı, o camia dışında çalışmamıştım. Ama kabul etiğime memnunum. Zor olmadı, çünkü yargıçlıkta da, burada da zemin aynı; yasalar, hukuk düzeni. Sadece usul farklı.”

emine dizdarlı

YAPTIRIM YOK AMA BASKI GÜCÜ

Vatandaş ile idare arasında köprü görevi gören, Avrupa’daki ifadesiyle “halkın avukatı” Ombudsman’ın gücünü Anayasa ve yasalardan aldığını anlatan Emine Dizdarlı, yaptırım gücü olmamasına karşın yaptıkları çalışmalardan çoğunlukla sonuç almalarından memnun…

“Bize gelen başvuruları, talepleri araştırıyoruz, inceliyoruz, rapor hazırlayıp ilgili yerlere gönderiyoruz. Basına da açıklıyoruz. Yaptırım gücümüz yok ama baskı gücü oluyor. Rapor hazırladığımız konuların takibini de yapıyoruz. Yaptığımız çalışmaya göre, hazırladığımız raporların, yaptığımız ikazların yaklaşık yüzde 70’i yerine ulaşıyor, yani düzeltiliyor, çözüm bulunuyor.”

Kurum yasasındaki boşlukların giderilmesiyle daha da sağlıklı sonuçlar alınabileceğini anlatan Dizdarlı, yeni yasal düzenlemeyle engelli hakları, insan hakları gibi birimler de oluşturulabileceğini vurguladı.

Yasal boşluklara karşın KKTC’de Ombudsman’ın Türkiye ve Güney Kıbrıs’tan çok önce, 1996’da kurulduğuna dikkat çeken Dizdarlı, yasal boşlukların da giderilmesiyle kurumun çok daha etkin hale getirilebileceğini vurguladı.

Sadece vatandaşlardan değil, yabancılardan da başvuru aldıklarını anlatan Dizdarlı, “Karpaz’dan çıkıp gelen vatandaşlar, çeşitli bölgelerde yaşayıp haksızlığa uğradığını düşünen yabancı uyruklular bize başvuruyor. Araştırıyoruz, inceliyoruz, yasal zemini olan her konuda rapor hazırlayıp ilgili yerlere gönderiyoruz ve takibini yapıyoruz” diye anlattı.

Vatandaşın ilgisinde,  kuruma oluşan güven yanında, ilgili birimlerde taleplerine yanıt bulamamanın, bürokrasideki aksamanın önemli payı olduğu inancında.

KABUĞUNUZU KIRIN…

Görevi kabul ederken tereddüt ettiğinizi söylediniz. Neden?

“Yıllardır içinde çalıştığım, alıştığım bir camia vardı. Yargıçlık; kuralları, disiplini olan bir iş. Bunun dışına çıkma konusunda önyargılarım vardı. Bu nedenle tereddüt ettim. Geçmişte de önüme çıkan fırsatlar, öneriler oldu; onları da reddetmiştim. Bu sefer önce tereddüt ettim ama aştım önyargılarımı. Kabuğumu kırdım…”

Zorlandı mı?

“Evet, yeni göreve başladığımda zorlandım. Yargıçlık, kuralları olan bir meslek. Konuşma, demeç verme bu mesleğe göre değil. Ombudsman atanınca bir anda kendimi medya önünde buldum ve  zorlandım. Ekranlar, açıklamalar… Alışmam için zaman gerekti.”

Ama aynı disiplin sürüyor galiba…

“Evet, çok disiplinliyim. Sabah 07.30’da iş başı yaparım. ‘Temizlikçiyle birlikte geliyorsun’ diyor arkadaşlarım. Benim iş anlayışım bu. Ayrıca, prensipliyim. Doğru bulduğumu yaparım, inandığımı söylerim… Siyasetçinin veya herhangi birinin etkisi altında kalmam, herhangi bir müdahaleye fırsat vermem…”

ROL MODEL OLMAK GURUR VERİR

Kendini örnek göstererek, kadınlara “kabuğunuzu kırın” diye seslenen, “rol model” olarak kabul edilmesinden büyük gurur duyduğunu anlatan Dizdarlı, özetle şunları söyledi:

“Ülkede eğitimli çok kadın var. Hatta kadınlar daha eğitimli. Çocuk, aile, anne-baba derken kadının yükü ağır. Bunların da etkisiyle kadın rutinin, sorumluluklarının dışına çıkmaya cesaret edemiyor. Bilindik çevrenin dışına çıkmakta sıkıntı yaşanıyor. Zor, biliyorum; benim için de zor oldu, ama bunu aşmamız gerekir. Kadında bu potansiyel var, kendini hapsetmemeli.”

HAYAT SOKAKTA, EVDE DEĞİL

Yani hayat sokakta, evde değil diyorsunuz…

“Aynen öyle. Hayat sokakta. Eğitiminize, bilginize, yeteneğinize göre hayata talip olun. Eve, rutine hapsolmayın…”

8 Mart’lar için ne düşünüyor…

“Gün’ün önemi, anlamı çok büyük ama amacından saptı. Sadece mesaj yayımlanan bir gün olmamalı. 8 Mart’lar kadınlara ‘indirim şölenleri’ düzenlenen günler değil, kadını ileriye taşımaya vesile olmalı…”

(İş Kadınları Dergisi/ Şubat 2017)

emine dizdarlıEMİNE DİZDARLI

Bir Cevap Yazın