“Eğitimde, sağlıkta, bir çok alanda erkekle eşit oranda; hatta bazı alanlarda daha etkin. Buna karşın kadın, politikada ve üst kademe yöneticiliğinde görünür değil. Meclis’te temsiliyet çok düşük. Kabinede, partilerin ve belediyelerin başında kadın yok. Çünkü politikanın ‘erkek egemen’ algısı var. Bunu değiştirmek, kadını politikada görünür kılmak şart. Bu, hepimiz için görev…”
Bu sözler CTP Lefkoşa Milletvekili, Meclis Başkanı Sibel Siber’e ait. Siyasi geçmişi çok uzun değil ama kısa sürede iz bırakanlardan. Politik kariyeri hızlı yükselen isimlerden.
Hekim olarak tanıdı aslında toplum Sibel Siber’i. İç Hastalıkları Uzmanı. Mesleğin tutkunlarından. Ardından, politik hayat. 2009’da Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden Lefkoşa Milletvekili seçildi. Ve arkası geldi. Haziran 2013’de, CTP-DP-TDP’nin oluşturduğu geçici teknokrat hükümetine başkanlık etti. Yani Başbakan. KKTC’nin ilk kadın başbakanı unvanını aldı. Erken seçimin ardından aynı yıl Meclis Başkanlığı’na seçildi ve o günden bu güne bu görevi sürdürdü. Bu arada zirveyi zorladı ve 2015’de yapılan son cumhurbaşkanlığı seçimlerine partisinin adayı olarak katıldı.
“HİZMET ETMEYİ SEVİYORUM”
Çok kısa bir süreçte, 8 yılda çok yol kat ettiniz. Seviyor musunuz politikayı?
“Hizmet etmeyi, hayata katkı yapmayı, bir şeyler yapmayı seviyorum. Meslek hayatım için de geçerli bu. Yapabileceğim, katkım olduğu sürece iş yapmak isterim. Motivasyonum bu.”
Kadın olarak avantajları, dezavantajları…
“Avantajları olduğuna inanıyorum. Kadın daha organize, daha hoşgörülü. Siyasette, örneğin Meclis Başkanlığı gibi bir görevde kriz yönetimi, uzlaşma kültürü önemli. Bu konuda da kadın avantajlı. Benim karakterim, hayattaki duruşum da insan sevgisine odaklı. O nedenle siyasette kadın olarak dezavantajlı değil, avantajlı oldum.”
“ERKEK İŞİ DEĞİL”
Siyasetle ilgili erkek egemen algısı var. Erkek ağırlıklı. Bu yapıda görünür olmak zor bir kadın için…
“Aynen öyle, erkek egemen bir yapı. Algı öyle. Erkek işi olarak görülüyor. Bu algının değişmesi şart. Ben, mesleğim nedeniyle görünür bir konumdaydım. Bu, hekimlik mesleğinin sağladığı bir görünürlük. Ama genel olarak kadının görünür olma sorunu var siyasette. Bizim gibi rol modellerin bu algının yıkılmasında büyük sorumluluğu var. Sayımız az olduğu için sorumluluğumuz daha da ağır. O yüzden iyi işler yapmamız, iyi örnekler olmamız gerekir… Son yıllarda, siyasette yeterince olmasa da, anayasal kurumlarda kadın sayısının artması da çok önemli. Erkek egemen görüntünün bu şekilde değişeceğine inanıyorum. Dünyada da böyle oldu. Siyasi partilerin de kota ile bu eşitsizliğin kalkmasına katkı yapması gerekir…”
Meclis’te 50 milletvekilinden sadece 4’ünün kadın olduğuna, kabinede ise hiç kadın bulunmadığına işaret eden Siber, siyasi partiler ile belediyelerin başkanlığına ise bugüne kadar hiç kadın seçilmediğine işaret etti. “Eğitim durumumuz, toplumsal yapımızla tezat bir durum, kadın lâyık olduğu yerde değil” diyerek…
“KADIN GÖRÜNÜR OLAMIYOR”
Kadın mı talep etmiyor?
“Erkek egemen görüntü yanında, kadının talepkâr olmaması da bir etken. Bu erkek egemen görüntü bunda etken. Ayrıca, kadının aile, çocuk, anne-baba yükü var. Ailede rolü ağır. Başarılı çok kadın olmasına rağmen siyasete talepli olmuyorlar veya görünür olamıyorlar. Bunu değiştirmek hepimizin görevi.”
Kadın örgütlerinde çalışan kadınlar bile genellikle belli bir yaşın üzerinde. Sorumlulukların azalmasıyla toplumsal alanda görev üstleniyor galiba kadın…
“Dünya genelinde, ama özellikle bizim gibi toplumlarda bu çok yaygın bir durum. Benim için de geçerli. Çok öncelerden öneriler, teklifler olmasına karşın ancak çocuklarım üniversiteye gittikten sonra politikaya girmeye karar verdim. Bu konuda toplumsal alt yapı eksikliklerinin de payı var. Sosyal güvenlik, çocuk bakımı, kreşler, yaşlı bakımı gibi örgütlenmelerdeki eksikler kadının yükünü artırıyor. Kadının yükünü azaltacak sosyal devlet yapısı yok. Bu sorumluluklar nedeniyle kadın siyaseti öteliyor veya tamamen dışında kalıyor. Ya da, siyasetçi eşin destekçisi oluyor.”
“ROL MODEL OLARAK SORUMLULUK…”
Sorumluluk hissediyor mu…
“Çok. Kadın siyasetçi o kadar az ki, sorumluluk artıyor. Rol model olmak hem keyifli, hem sorumluluk yükleyen bir durum. Bu anlamda topluma, kadına katkı en büyük hizmet olur. Bir ankette 8 yaşındaki kızın ‘cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı olmak istiyorum’ demesi benim için büyük bir mutluluk. Kadınların da olabileceği düşüncesidir egemen algıyı yıkacak olan. Bunun için de bulunduğumuz görevlerde daha çok iş yapmamız, daha kalıcı işlere imza atmamız ve motivasyon oluşturmamız gerekir.”
“SİYASETİ BELİRLEYEN TOPLUM”
Ama toplumun genelinin siyasetle ilgili algısı olumsuz…
“Maalesef öyle. Bunun da bir çok nedeni var. Bu durumun sorumlusu tek başına siyasetçi değil. Siyaseti belirleyen toplumdur. Seçen toplumdur. Uzaktan bakarak şikâyet ettiğimiz, aslında kendimizdir. Yeniden yapılanma için toplumsal seferberlik şart. Bunun için de toplumsal kazanım, bireysel kazanımların önünde olmalı. Bilmeliyiz ki, birey olarak ne kadar zengin olursak olalım, eğitimden sağlığa toplumsal yaşam güvenli değilse, yaşam kalitesi yüksek olmaz…”
“KIRILGAN OLMAYIN”
Siyasete aday kadınlara öneri…
“Kırılgan değil, mücadeleci olun. Özgüven ve güçlü karakterle her işte olduğu gibi politikada da kadın hakettiği yeri alır…”
(İş Kadınları Dergisi / Şubat 2017)