“KARA SAKAL VE BENZERİ İFADELER RAHATSIZ EDİCİ… HER GELEN SUÇLU GİBİ…”

KKTC’deki 18 aylık görev süresini tamlayarak adadan ayrılmaya hazırlanan Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Şakir Fakılı, diğer başkentlerden farklı olarak Lefkoşa’da daha yoğun misyonla görev yaptıklarını belirtti ve “Huzur içinde ayrılıyorum” dedi.

Büyükelçilikte 1989-92 yılları arasında da siyasi işlerden sorumlu müsteşar olarak görev yapan ve bu nedenle adayı, Kıbrıs Türkü’nü yakından tanıyan Fakılı, siyasiler ve devlet yetkilileri yanında, sanat ve kültür camiasıyla da yakın ilişki kuran büyükelçilerden. Resim sanatıyla ilgilenen, tablolarıyla sergilere katılan Fakılı, KKTC’de sanat-kültür yaşamının gelişmesinde üniversitelerin önemli rol oynadığı inancında.

BÜYÜKELÇİ FAKILI İLE ÖZEL (1)

Kıbrıs müzakereleri, yatırımlar, sektörel çalışmalar yanında KKTC’de “kamu diplomasisi” de uygulayan Fakılı, doğa yürüyüşleri, korumasız-şoförsüz köy ziyaretleriyle biliniyor. “Habersiz gidip kahvelere oturup insanlarla sohbetten büyük keyif aldım, ülkeyi ve insanı doğallığıyla daha iyi tanıdım” diyen Fakılı, bazı yerlerde “kimlik” sorgulamasıyla bile karşılaşmış…

Büyükelçi Fakılı’nın görev süresince yaptığı ve kamuoyuna yansımayan en önemli çalışması ise, iş gücü olarak çalışmaya gelmiş ve özellikle Lefkoşa Suriçi’nde  yaşayan Türkiye kökenlilerle ilgili bilimsel araştırma. Türkiye’den getirttiği 2 sosyoloji profesörünün 6 aylık çalışması sonucunda yapılan saptamaların hayata geçirilmeye başlandığını belirten Fakılı, bu çerçevede Türkiye’de suç işleyenlerin KKTC’ye girişinin engellenmesi için de önlemler alındığını açıkladı. “Kıbrıs Türk toplumu küçük bir toplum, dokusu bozulmamalı” diyen Fakılı Kıbrıs Türkü’ne de “Türkiye’den buraya gelen sadece suçlular, cahiller değil. Her meslek grubundan insanlar geliyor, onları da görmelisiniz” diye seslendi. Fakılı, Türkiye kökenlilerle ilgili “kara sakal” ve benzeri nitelemelerden duyduğu rahatsızlığı da ifade etti.

KAMUSAL DİPLOMASİ AMA NE SÖYLESEK…

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı etkinlik haftası sürerken, yoğun ziyaretçi trafiği arasında pazar günü TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Büyükelçi Fakılı, “Bizler kamusal diplomasiye önem veriyoruz. Basın yanında sokakta vatandaşla birarada olmak isteriz. Ama burada bazen ne söylesek yanlış yorumlamalar olabiliyor. O yüzden tereddütlü davranıyoruz” diye konuştu.

HUZURLA AYRILIYORUM

Kuveyt Büyükelçiliği’nin ardından geldiği Lefkoşa’da yurt dışı görev süresini tamamladığını, KKTC’de geçen 18 aylık süreyi yabancılık çekmeden yaşadığını ve huzur içinde ayrılacağını anlatan Büyükelçi Fakılı, özetle şunları söyledi:

“Geçmişte de burada görev yaptım, Büyükelçilik’te 4 yıl siyasi işlerden sorumlu müsteşar olarak bulundum. Çok iyi ilişkilerim, dostluklarım var o zamandan kalan. Aradan 20 yıla yakın zaman geçmesine karşın ilişkilerim sürdü. Şimdi bunlara yeni dostluklar eklendi. Hem dostluklar, hem de kısa sürede bir çok şey yapmanın, görevimi yerine getirmenin huzuruyla ayrılıyorum…”

2 kızından küçük olanın bir önceki görev döneminde KKTC’de doğduğunu, hatta doğduğu evin önündeki kaldırımda hala adının kazılı olduğunu da anlattı keyifle Fakılı…

“Görev gereği sürekli ülke ülke dolaştığımız için nereli olduğunu sordu hep. Ve sonunda Kıbrıslı olduğuna karar verdi. Burada doğdu, sürekli gidip geliyor, burayı seviyor…”

BÜYÜKELÇİ FAKILI İLE ÖZEL (2)

KÖY GEZİLERİ

Geçmiş görev dönemlerinde de, büyükelçilik görevinde de korumasız ve şoförsüz araba kullanarak birçok köyü ziyaret ettiğini, köy kahvelerinde vatandaşlarla sohbet ettiğini de ilginç anekdotlarla anlattı…

”Bir çok  köyü ziyaret ettim, kahvehanelere oturdum, vatandaşla sohbet ettim. Örneğin Çamlıbel’deki vatandaşlar belediyeye bağlanmak istemeyince, gidip yerinde dinleyeyim dedim, gittim… Karpaz’a, Yeşilköy’e gittim mesela. Beni gördüklerinde tanımayanlar var, hatta büyükelçi olduğuma inanmayıp kimlik isteyen de…Falanı tanıyor musun diye elçilikten birini sorarak emin olmak isteyeler de oldu..!”

Yeşilköy’de yaşlı bir adamın cebinden çıkardığı kağıttan şiir okuması, sonra onu evine davet etmesi de unutulmaz anılarından Büyükelçi Fakılı’nın.

Dağ yürüyüşlerinde ülkenin doğasını, kültürel birikimini tanıma imkanı bulan Büyükelçi, sanat ve kültüre ilgisi nedeniyle de bu alandaki faaliyetleri yakından izledi. Resim çalışmaları bulunan, yağlıboya resim çizen Fakılı, KKTC’deki bazı sergilere de eserleriyle katıldı.

KKTC’nin özelikle Kuzey bölgelerinden görülebilen St Hilarion Kalesi’ndeki çarpıcı ışıklandırmanın da mimarlarından olan Büykelçi Fakılı, adada bulunduğu sürede ayrım yapmadan esnafa sıfır faizle 10 milyon Dolarlık Eximbank kredisi kullandırmanın da gururunu yaşıyor.

UYUMLAŞTIRMA ÇALIŞMASI… 2 PROFESÖR 6 AY ÇALIŞTI

Büyükelçi Fakılı’nın görev süresince yoğunlaştığı projelerden en önemlisi ise, KKTC’ye iş gücü olarak gelen ve çoğunlukla Lefkoşa Suriçi’nde yaşayan Türkiye kökenlileri  toplumla uyumlaştırma çalışması olmuş…

“Göreve başlayınca burada önemli bir eksiklik, büyük bir sorun gördüm. Türkiye’den iş gücü olarak gelen ve çoğunlukla Lefkoşa Suriçi’nde yaşayanlar ile Kıbrıslılar arasında kaynaşma eksikliği olduğunu fark ettim. Bu kesimin uyum sorunu olduğunu gördüm. Türkiye’den 2 Sosyoloji profesörü davet ettim. Geldiler, 6 ay süresince çalıştılar, her kesimden insanlarla konuştular, köylere gittiler ve bir rapor hazırladılar. Ve bu raporda ortaya çıkan verilerle uyum çalışması yapılması gerektiği kanaatine vardık…”

RAPORDA NELER VAR…

Büyükelçi’nin verdiği bilgilere göre, raporda yapılan tespitlerden biri, işgücü açığı için getirilen işçilerin ve ailelerinin ücret, kaçak yaşama, eğitim, beslenme, suça eğilim, şiddete maruz kalma gibi bir dizi sorun yaşadığı…“Türkiye-Kıbrıslı” ayrımının rahatsız edici boyutlarda olduğu da bu raporda kayıtlara geçti…Ve bu verilerden hareketle, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi gereğine vurgu yapılarak, tüm bu saptamalara dönük uygulamalar için bazı önlemler alınmaya başladı.

BÜYÜKELÇİ FAKILI İLE ÖZEL (3)

SUÇLULAR İÇİN GİRİŞLERDE ÖNLEM ALINDI… BİR MÜSTEŞAR TAM MESAİ

Raporla belirlenen sorunların giderilmesi ve çare üretilmesi için bir dizi önlem aldıklarını, hatta Büyükelçilik’teki bir müsteşarın tam mesai bu konuyla ilgilendiğini anlatan Fakılı, bir takım önlemlerin yaşama geçirilmeye başlandığını anlattı…

Bu çerçevede, araştırmaya konu olan kişilerin çocuklarının yoğun olarak bulunduğu  Atatürk ilkokulundaki çocuklar için süt ve kek dağıtımının  eylül ayından itibaren başlayacağını anlatan Fakılı, bu bölgedeki çocukların ülkeyi tanıması için de Gençlik Dairesi ile birlikte gezi programları organize ettiklerini bildirdi.

Bölgede şiddete maruz kalan kadın ve çocuklar için de eğitim çalışmaları başlatıldığını söyleyen Büyükelçi, polis ve İçişleri Bakanlığı ile işbirliği halinde alınan önlemlerle Suriçi’nde suç oranının azalmasını sağladıklarını anlattı.

DOKU BOZULMAMALI… GİRİŞ YAPANLARA DİKKAT EDİLMELİ

Aklanmış olsa bile Türkiye’de suç işleyenlerin adaya girişinin önlenmesi için de KKTC polisiyle işbirliği halinde limanlarda kontrollerin yoğunlaştırıldığını belirten Fakılı, “(Türkiyeliler KKTC’de suç işliyor) veya (suçları Türkiyeliler işliyor) imajını  yıkmak ve Kıbrıs Türk toplumunun dokusunun bozulmamasını istiyoruz. Burası küçük toplum, dokusunun zedelenmemesi gerekir. Buradaki huzurun bozulmaması gerekir. Bu nedenle gelen kişilere dikkat edilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

KIBRIS TÜRKÜ’NÜ TANITICI BELGESELLER, FİLMLER

Aynı rapordan hareketle, iki ülke arasındaki karşılıklı sıcak ilişkilerin gelişmesine katkı için KKTC’yi, Kıbrıs Türkü’nü Türkiye’ye tanıtacak belgesel ve filmlere teşvik ve destek kararı da aldıklarını anlatan Fakılı, bu çerçevede aralarında Kıbrıslı Türklerin de bulunduğu bazı yönetmenlere destek verdiklerini, senaryoların filme çekilmesi için teşvik ettiklerini belirtti.

BURAYA GELEN HERKES SUÇLU DEĞİL… KULLANILAN İFADELER RAHATSIZ EDİYOR

KKTC’de Türkiyeliler için kullanılan “kara sakal” ve benzeri ifadelerin çok rahatsız edici olduğunu da vurgulayan Büyükelçi Fakılı, Kıbrıs Türkü’nün “adaya gelen her Türkiyeliyi suçlu veya cahil olarak görmemesi” gerektiğini belirtti. “Turistler geliyor, her meslek grubundan insanlar geliyor. Dünyaca ünlü yüzlerce hekim gelip kongrelerini burada yapıyor. Onları da görsün Kıbrıs Türkleri” diye de ekledi.

NÜFUS AKTARMA POLİTİKASI YOK… 1974’TE GELENLERİN UYUM SORUNU YOK AMA…

“Çok tekrarlanan bir ifade var, ‘Türkiye KKTC’ye nüfus aktarıyor’ diye. Böyle bir şey yok. Türkiye’nin buraya nüfus aktarma politikası yok. Aksine Türkiye her zaman kucak açtı Kıbrıs Türkü’ne. 1974’te gelen nüfus da iş gücü ihtiyacı için getirildi” diyen Fakılı, “Bu kesimin uyum sorunu yok, onlar Kıbrıs kültürünü aldılar. Ama onlar da kamusal alanda pek yok” ifadelerini kullandı.

MALİ DİSİPLİN ÇALIŞMALARI… FİYAT FARKI YÜZDE 22

Son zamanlarda yoğunlaşan tartışmalarla Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkilerin mali ilişkilere endekslenmesinin yanlış olduğunu da söyleyen Fakılı, “Türkiye KKTC’ye kredi değil, hibe veriyor. Karşılıksız yani.  KKTC’den Türkiye’ye gittiği söylenen 1.5 milyar Dolar ise, ithalat karşılığı ödenen miktar… Kıbrıslı Türk yetkililerden tek istenen mali disiplin, başka bir şey değil. Bu da zaten olması gereken bir şey. Yoksa maaşlar düşürülsün diye bir talep yok kimsenin…” diye konuştu.

Türkiye ile KKTC’deki maaşlar kıyaslanırken, tüketim malları arasındaki fiyat farkının   gerekçe gösterildiğine dikkat çekerken, bu konuda da araştırma yaptırdığını açıkladı Büyükelçi Fakılı. Ve Türkiye İstatistik Kumu ile KKTC Devlet Planlama Örgütü verileri esas alınarak 500 çeşit mal üzerinde yapılan araştırmada, fiyat farkının sadece yüzde 22 olduğunun saptandığını anlattı.

MİLLİ GELİRİN GÜNEY’DE HARCANMASI RAHATSIZ EDİCİ

Dünyanın bir çok yerinde önlemler alındığını, KKTC’de alınan önlemlerle de ekonomide önemli gelişmeler sağlanacağına inandığını söyleyen Fakılı, “Yanlış anlamalar, yanlış yorumlar yapılıyor zaman zaman. Ben rayına oturacağına inanıyorum. KKTC ekonomisinin geleceği iyi olacak” diye konuştu.

KKTC’de kazanılan milli gelirin bir kısmının Güney Kıbrıs’ta harcanmasının rahatsız edici bir durum olduğunu da ekledi.

ERDOĞAN’IN SÖZLERİ

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son açıklamalarıyla ilgili tepkilerin anımsatılması üzerine ise Fakılı, “Kötü niyet yoktu, niye olsun ki… Kendiliğinden gelişen bir sohbetti. Basın toplantısı öncesinde iki Başbakan samimi bir sohbet ettiler, onun devamı gibi gelişti. Büyütmemek gerekir” ifadelerini kullandı.
ELÇİLİK ÖNÜNDEKİ EYLEMLER

Zaman zaman Büyükelçilik önünde yapılan eylemlere ilişkin görüşlerini de sorduk Büyükelçi Fakılı’ya…

“Başka ülkelerde de büyükelçiliklerimizin önünde eylemler olur, özellikle PKK ve Ermenilerin gösterileri. Burada da oluyor ama pek önemsemiyorum. Çünkü gösterilere katılanların çok azı Büyükelçilik önündeki eylemlere katılıyor. Kıbrıs Türkü’nün yeri Büyükelçilik binası önündeki gösteri yeri değil, başımızın üstüdür. Gösteri yapacaklarına gelsinler konuşalım, tartışalım, birbirimizi dinleyelim…”

YABANCI BÜYÜKELÇİLER

Güney Kıbrıs’ta görev yapan yabancı büyükelçilerden bazılarıyla zaman zaman görüştüğünü, hatta bazılarının tereddütsüz makamında ziyaret ettiğini de sorular üzerine anlatan Fakılı, İslam ülkelerinin büyükelçilerinin ise davetine karşın gelmediklerini anlattı. “Gereksiz bir çekingenlikleri var, oysa İKÖ KKTC’yi Kıbrıs Türk devleti olarak kabul ediyor” diye de ekledi.

Türkiye’nin KKTC’yi tanıyan tek ülke olduğuna vurgu yapan Büyükelçi Fakılı, “Bu çok önemli ve bunun ne demek olduğu iyi bilinmeli. 20 ülkenin tanımasından daha güçlü bir tanıma. Çünkü Türkiye Doğu Akdeniz’in, Kafkaslar’ın, Ortadoğu’nun en güçlü ülkesidir” diye konuştu.

ARACIYLA LEDRA PALACE’TA KONSERE GİTTİ…

Ledra Palace Otel’deki bir konser için Ara Bölge’ye geçişi ise, hem bu bölgeye ilişkin ilk izlenimi, hem de Rum Yönetimi ve yabancı büyükelçilerin bazılarının “fobileri” bakımından etki bırakmış üzerinde…

Büyükelçi Fakılı, Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum, Türkiye ve Yunanistan’dan sanatçıların katılımıyla Ledra Palace Otel’de yapılacak resitale davet alınca katılmaya karar verir. Ancak Barış Gücü KKTC Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla  katılmaması yönünde uyarıda bulunur. Dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın da girişimlerine rağmen Barış Gücü “gelmesi halinde engellenecek” şeklinde uyarıda bulunur. Buna rağmen Ankara’ya, Türkiye Dışişleri’ne de bilgi vererek zırhlı ve bayraklı aracıyla bölgeye  gider…

Hiçbir engel ve kontrolle karşılaşmadan otelin önüne kadar gider, park ederek eşiyle birlikte konserin verileceği salona girer. Ancak bayraklı aracı gören Rum yetkililer ile Yunanistan ve bazı ülkelerin büyükelçileri kapıdan geri dönerler. Eşiyle birlikte ön sıraya oturan Büyükelçi Fakılı, yanında oturan dakik Alman Büyükelçi’nin “neden başlamıyor konser” sorusuna da “bu bölgede zaman 36 yıl önce durmuş” diye espriyle yanıt verir. Sonra Cumhurbaşkanı Talat da gelir. Rum politikacılardan “bayraklı araca rağmen” içeriye girenler de olur. Nikos Rolandis ve Keti Klerides gibi isimler… Konseri izleyip ayrılırlar bölgeden. İlk defa gördüğü Ara Bölge’yle ilgili izlenimlerini “36 yıl önce zaman durmuş” diye özetliyor hala.

(TAK/ Temmuz 2010)

Bir Cevap Yazın