“Ayaklarım tuttuğu sürece devam”
Munise Burçaklı, Kıbrıslının yaygın ifadesiyle Düğmeci Munise, Arasta bölgesinin yaşayan en eski esnaflarından. Yaklaşık 60 yıllık esnaf. Yarım asırdan beri aynı mekânda. Şimdilerde 78 yaşında, hâlâ günde 10 saat işinin başında. “Ayaklarım tuttuğu sürece devam” diyor. Ayakların tutması da önemli, çünkü hep ayakta, dükkâna gelen herkesle bire bir ilgileniyor.
Yerli yabancı, Türk Rum herkesin bildiği, uğradığı daracık mekânda tuhafiye malzemeleri satıyor. Düğmeden kopçaya, gancadan goblene, makastan ipliğe; ne ararsan var. Küçücük, daracık mekânda on binlerce malzeme. “10 bin düğme vardır bu çekmecelerde” dedim; bilinen üslûbuyla “sen bu işten anlaman” dedi. 50 bine yükselttim tahmini, onu da az buldu.
Pazar hariç haftanın 6 günü yaklaşık 10 saat hizmet veren dükkânda ablasının oğlu Metin Ballı da yıllardan beri yardımcısı. Kediler de vazgeçilmezi. Dükkânda ve evde yaklaşık 30 kedi besliyor. “Önce onlar yer, sonra ben” diyor.
16 yaşında başladı, Rana Mısırlızade hayatını değiştirdi
Müşteri yoğunluğunun başlamadığı sabah erken saatlerde, işini sürdürürken sohbet ettik. Röportaj istediğimde, “neyimi yazacaksın, beni herkes bilir” dedi. Ama konuştukça bilinmeyenlerin, bilinenlerden fazla olduğunu fark ettik birlikte.
Afanyalı/Gaziköylü Kasap Enver’in 6 çocuğundan biri Munise Burçaklı. Lefkoşa Tahtakale Mahallesi’nde doğdu, hayatı bu bölgede geçti. Dedenin bu bölgede aldığı geniş arazi nedeniyle, bir kaç kuşak aile bu bölgede mülk sahibi.
İlkokulun ardından 3 yıl meslek lisesinde, enstitüde eğitim almış. El sanatlarına, dantel ve ipek kozalarından tablo yapmaya ilgisi nedeniyle, kendi tercihiyle okulu bırakarak iş hayatına atılmış.
Düğmeci Coşkun’un tuhafiye dükkânında staj yaparak başlamış iş hayatına. 16 yaşında. Yıl 1958. Hayatını değiştiren ise, bu dükkâna alış veriş için gelen Rana Mısırlızade…
‘Aradığınız mal yoktur’ denmez
“Dönemin önde geleni Coşkun’un yanında staj yaparak tuhafiyecilik işinin girdisini çıktısını öğrenmeye çalışırken, müşteri olarak dükkâna sık sık gelen Rana Mısırlızade, işe ilgimi fark etti. Kendi dükkânımı açmam yönünde beni teşvik etmeye başladı. Bununla da kalmadı, çarşıdaki bir dükkânını cüzi bir rakama bana kiralayabileceğini söyledi. Böylece ilk dükkânımı 16 yaşında açtım. Selimiye Camii’nin karşısında, 30 liraya kiraladım ilk yerimi. Param, gücüm yoktu, raflar boş. Dükkânımda mallar çok görülsün diye kutuları boşaltır, rafların altına düğmeleri, çorapları dizer; üst rafları ise sanki kutular doluymuş gibi koyardım. Zira bizim işte en önemli kural, dükkânımızda malın çok görünmesi, müşteriye ‘aradığınız mal yoktur’ dememektir. İlk zamanlarımda elimde olmayan malı, hemen yakında başka dükkândan alır, müşteriyi eli boş göndermezdim.”
Yaklaşık 2 yıl sonra, 1960’ta daha işlek bir bölgede başka bir dükkâna taşınır, işleri büyütür. Zamanında en çok aranan kaplama düğme için de makine alır. 1968’de ise, Arasta girişinde, Lokmacı kapısı yakınındaki bugünkü mekânı alır. 50 yıldan beri hâlâ aynı yerde.
Eşini kaybeder, ertesi gün oğlu doğar
Munise Burçaklı, 1961’de Kıbrıs’ı ziyaret eden Savarona gemisinde askerlik görevini yapan Makine Mühendisi Mustafa Uslu ile tanışır, evlenir. Dükkânı kız kardeşlerine bırakarak, yerleşmek için İstanbul’a gider. Ancak evliliği çok kısa sürer, çünkü eşi bir kazada hayatını kaybeder. Yıl 1965. Eşi öldüğünde hamiledir ve ertesi gün doğum yapar. Bir süre sonra tek oğlu Ümit Mustafa Uslu ile birlikte geri adaya döner, ancak eşinin ailesiyle bağı hep sürer. 27 yaşında dul kalır, bir daha da evlenmez.
Adaya dönünce işine bıraktığı yerden devam eder. Yıllar sonra oğlu Ümit de aynı mesleği seçer, tuhafiye işine girer. Şimdilerde Kermiya bölgesinde, kendine ait mekânda tuhafiye işi yapıyor. “Kıbrıslılar her yere arabayla gitmek ister. O yüzden oğlumun dükkândan daha çok alış veriş yapıyorlar. Bizim buralar, Arasta ise nostaljik oldu artık. Daha çok yabancılar geliyor” diye anlatır.
Goblen, sergiler, ödüller
Munise Burçaklı, 1980’li yıllarda goblen işine yoğunlaşır. Türkiye’den gelen turistlerin, asker ve Elçilik mensuplarının goblene ilgisini fark eder. Bu ilgiden hareketle 15 yılda hazırladığı 35 parçadan oluşan goblen tablolarını, Türkiye’de sergilemeye karar verir. 1991’de Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü’nde ilk sergisini açar. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın eşi Aydın Denktaş tarafından açılan bu sergi büyük ilgi görür, Türkiye medyasında geniş yer bulur. Bu sergilerin arkası gelir, ödüller alır.
Ayaklar taşıdığı sürece devam…
Goblen, koza ve Lefkara işlerini sürdüren, şimdilerde motifler çıkararak kadınlara yaptırttığı el işlerini satan, hatta özel tasarım motiflerden oluşan LADEN isimli bir de dergi çıkaran Munise Burçaklı, 78 yaşında azimle çalışmaya devam ediyor…
“Goblen, koza, Lefkara gibi işlere ilgi hâlâ var. Ama tuhafiye malzemelerine ilgi çok azaldı. Hazır giyimle birlikte kimse uğraşmak istemiyor. Hele düğme kaplama işi tamamen durdu. Terziler de eskisi gibi çalışmıyor zaten. Ancak sökük, kısaltma işleri için gidiyor insanlar terzilere. Zaman da, insanlar da, talepler de değişti. Ama ben bu işi seviyorum, hep sevdim. Ayaklarım beni taşıdığı sürece devam edeceğim.”
(Havadis/8 Nisan 2019)https://www.havadiskibris.com/?p=377955