Arkeolog, rehber, flüt imalatçısı… Eli ve nefesiyle üreten, yaratan genç girişimci

“Yaralar KABUK bağlasın, ihtiyacımız olmayan kabuklar kırılsın”

O bir arkeolog, restorasyon uzmanı. İtalyanca rehber. Doğa, çevre, yeşil tutkunu. Bir tesadüfle sesini, nefesini kullanmayı öğrendi, saksafon, flüt çalmaya başladı. Başka bir tesadüfle flüt imalâtını keşfetti ve sesin, nefesin gizemi hayatını yönlendirdi. Şimdi kamış toplayarak flüt imal ediyor. Hatta icat ediyor. İki kişilik aşk flütleri onun eseri, dünyada ilk. Çocuklar ve büyükler için oyunlar yaratıyor. El ve nefesle üretim, yaratıcılık temel çalışma alanı. Ve tüm bunları bir felsefeyle yapıyor. “Yaralar kabuk bağlasın, ihtiyacımız olmayan kabuklar kırılsın” felsefesiyle. Atölyesinin adı da KABUK zaten.  Atelier (Atölye) Kabuk.

Bu atölye, tarihi Bandabuliya’nın yeni mekânlarından. Yaklaşık 4 yıllık. Atölyenin kurucusu Yena Hacışevki de yeni esnaf. Gerçi kendini esnaf olarak değil, ironik bir tanımlamayla “avaracı” olarak niteliyor. Çünkü insanlar hâlâ el emeği üretimin değerini tam olarak fark etmemiş.  “İnanılmaz emekle ürettiğinizi avaracılık olarak tanımlayıp pazarlık yapıyorlar, aynı şeyin fabrikasyonunu iki katına alabiliyorlar” diyor. Emeğin, elle üretimin, yaratıcılığın sınırlarını zorluyor oysa. Enerjisi, girişimci ruhu, pozitif duruşuyla aşk flütleri gibi daha birçok ilke imza atmaya aday.

Ellerini kullanmak genetik

Yena Hacışevki, 34 yaşında genç bir girişimci. Girişimciliğinde, özgür ruhunda ailenin belirleyici olduğuna inanıyor. Baba, emekli enformasyon memurlarından Mehmet Hacışevki. Anne  BRT emeklisi Hatice Hacışevki.

“Babam gittiği her yere götürürdü beni. Ormanlarda, tarihi yerlerde, her yerde beraberdik. Hep özgür ruhlu oldum, öyle yetiştim. Aileme çok şey borçluyum. Onlar hâlâ yanımda, her zaman destek.”

El becerisi de aileden gelme, “genlerimiz uygun” diyor. Anne, atölyenin önemli parçası. Kuklaları yapıyor, tığla. El işi kazaklar, şapkalar, bereler, atkılar, küçük objeler Yena ile birlikte annenin ürünü. Resim çizme yeteneğinde de genlerin payı olduğuna inanıyor. Ünlü ressam Emin Çizenel dayısı zaten.

O mesleği değil, meslek onu buldu

TMK’dan mezuniyetinin ardından Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde Klasik Arkeoloji okudu. Ardından İtalya/Floransa’da arkeolojik malzemelerin restorasyonu üzerine uzmanlaştı ve İtalyanca öğrendi. 2011’de adaya dönüşünde rehberlik yapmaya başladı. İtalyanca yaygın olmadığı için rehber olarak ilgi de gördü. Rehberlik devam ederken, bir dizi tesadüfle hayatının akışı değişti.

Saksafonuyla ünlü müzik sanatçısı Ezgi Bertiz, “İtalyanca ders verir misin” diye sormuş, Yena da “Veririm ama para almak yerine takas yapalım” demiş. Böylece İtalyanca karşılığında Ezgi’den saksafon dersi almış. “Saksafon öğrenince nefes ve üflemeli çalgıların sırrını keşfettim” diyor. Ve arkası geldi. Parayla değil, takasla değişim, şimdilerde atölyenin bir parçası oldu.

Markalaşmaya doğru

Flüt yapımıyla tanışması da tesadüf. “Bir dağ yürüyüşü sırasında Ukraynalı bir çiftle tanıştım. Onlardan öğrendim” diyor. Sonra bu dersleri geliştirdi. Geleneksel flüt, kaval için Kemal Deveci ile çalıştı. Ondan ders aldı, flüt sipariş etti. Geleneksel ile yeniyi harmanladı. Gelenekseli kişiselleştirdi. Şimdilerde atölye flüt konusunda marka olma yolunda. Her aşaması el, emek ürünü. Kamışı ovadan toplar, kurutur, cam kağıtlar, oyar, vernik atar. Tasarım zaten hobisi. Küçük, büyük, gelişmiş, iki kişilik flütler. “Aşk flütü” adını verdiği iki kişinin aynı anda kullanabileceği flütler, dünyada tek. Hatta patentini almak için hukuki çalışma başlattı.

“Aşk flütü aslında iki kişinin uyumu, iletişimi. Dinleme, duyma, nefes kullanımı. Birlikte bir şey yapma…”

Aşk flütlerinin ardından, çoklu flüt de yaptı. 190 kişinin aynı anda kullanabildiği flüt, bir süre önce büyük ses getirdi. 42 parça kamıştan yapılmış, 48 metrelik flütü, ara bölgede kullandı. Herkese açık. Bu amaçla gidenler, yoldan geçenler, her milletten insan aynı nefeste buluştu.

“İnanılmaz bir deneyimdi. Çıkarılan ses veya sesin iyi çıkması değildi önemli olan. Nota bilgisi değildi amaç. Mühim olan herkesin aynı anda aynı amaç için buluşması.”

Kabukları kır, dönüşümü sağla

“Temel amaç, felsefe iletişim. Kabukları kırma”  diyor Yena. Bu felsefeyle ürettiklerine, yarattıklarına her gün yenisini ekledi. Büyüklere, küçüklere oyunlar, dramalar, kuklalar.

El yapımı oyun ve müzik aletleri yapımı temel çalışma alanı. Ama bunu sürekli geliştirdi ekip arkadaşlarıyla ve uzman desteğiyle. “Bilmediğimiz konuda araştırma yapıyoruz, ilgili uzmanlardan destek alıyoruz” diyor.

Şimdilerde kukla gösterileri, dramalar, arkeoloji atölyeleri, hikâye yazma etkinliği,  müzikli oyunlar yapıyorlar. Kendi imalâtları, bazen da sipariş alıyorlar. Monopoli, tabu gibi oyunları Kıbrıs kültürü odaklı dizayn ettiler. Bitkilerle ilgili oyunlarda da Kıbrıs kültürü temel tema. Ispaca (ada çayı); kokusu, tadıyla oyunlara dâhil örneğin.

Geri dönüşüm, çevre bilinci, arkeolojik eserler de temalar arasında.

Bakanlıktan onay

Şimdilerde Vakıflar İdaresi’ne ait İyilik Evi’nde çocuklara yönelik program uyguluyorlar arkadaşlarıyla birlikte. Sanatsal ve kültürel oyun temelli programın içeriği, Eğitim Bakanlığı tarafından da onaylanmış. Atölyedeki kurslar, etkinlikler yanında okullara yönelik eğitimler yapılıyor.

Yetişkinlere yönelik oyun ve etkinliklerde ise ana tema empati, iletişim, farkındalık. “Babil” isimli oyunda örneğin, soru kartlarıyla, tanıdığınızı sandığınız arkadaşınızı ne kadar tanıdığınızı öğreniyorsunuz.

Kitap veya uzman katılımıyla aylık söyleşi ve aile terapisi de çalışma alanlarına dâhil edildi. İki toplumlu bir etkinlik bu. Terapist gözetiminde yapılacak bu etkinlik için, “Bakış açınla beraber kendini değiştir. Birlikte iyileşebilir, yaralarımızı sarabiliriz. Yaralar kabuk bağlasın, ihtiyacımız olmayan kabuklar kırılsın” diyor. Bu, temel sloganları zaten.

Gitar dersi bırak, küpe al

Atölyenin bir de takas bölümü var. Her tür takas mümkün. İhtiyacınız olmayan atkıyı bırakıp, oradan küpe alabilirsiniz mesela. Veya elbise, gitar dersi, şiir kitabı. Görme engellilere masal okuma ile atkıyı takas mümkün.

“Ürünün değeri değil, ihtiyaç önemli. Değeri ihtiyaç belirler. Kullanmadığını bırak, ihtiyacını karşıla” diyor Yena.

KOBİGEM’den maaş desteği

Atölyenin son 6 aydan beri bir de çalışanı var. Esen Karaç. Müzik öğretmeni, özel eğitimde de öğretmenlik yapan, müzik terapi eğitimi alan, pedagoji eğitimi olan bir profesyonel. O da gencecik, 26 yaşında. KOBİGEM desteğiyle bir yıl süreyle maaşının yüzde 75’i karşılanacak. “Bu destek, atölyeye yapılacak en büyük katkı. Bu projeyle, Esen’in istihdamıyla çalışmaları geliştirdik” diyor Yena.

Olmazsa yol değişirim

Arkeolog, rehber, İtalyanca biliyor, elinden gelmeyen iş yok. Niye gidip garantili maaşla bir yerlerde çalışmıyor da bu kadar emek!

“O tür işler bana göre değil. Ben insan enerjisine inanırım. Üniversitede akademisyen olarak kalma imkânım vardı, oradaki insan ilişkilerini sevmediğim için kalmadım. Yol değiştirdim. İnsan enerjisi önemli. Üretmek, yaratmak, geliştirmek, dönüştürmek beni mutlu ediyor. Mutlu değilsem de mutlu etmeyeni değiştiririm. Yarın bir gün bu iş mutlu etmezse yine yol değiştiririm…”

(Havadis/23 Aralık 2019)https://www.havadiskibris.com/?p=431120

Bir Cevap Yazın