“Genlerimiz bozuldu, biz artık biz değiliz”

“Artık günaydın diyen insan bulmak zor. Kardeş kardeşe küs, hınçlı. Herkes birbirine hazımsız, sevgisiz. Savaş bozdu bizi, appos etti. Genlerimiz bozuldu, biz artık biz değiliz…” Bu sözler yaklaşık 40 yıllık esnaf, Ayakkabıcı Arif’e ait. Kimine göre kunduracı, potinci. Soyadı Nurak, ama sadece adıyla bilinenlerden. Adresini, soyadını yazmaya gerek yok; Ayakkabıcı Arif demek yeterli. Lefkoşa Suriçi’nin demirbaşlarından, kentin yüzlerinden. Bölgenin yeni çehre kazanmasıyla şimdilerde yeni yüzlerle, … Okumaya devam et “Genlerimiz bozuldu, biz artık biz değiliz”

“Maraş’ı açarak, sınır düzenlemesi yaparak, asker çekerek ezber bozun”

Prof. Bryant: “Kapsamlı çözüm imkansız gibi, adım adım…”  Yaklaşık 25 yıldan beri Kıbrıs konusunda çalışmalar yapan, konuyla ilgili 3 kitabı bulunan Antropolog Prof. Dr. Rebecca Bryant, taraflardan hiç birinin fedakârlık yapmaya niyeti olmadığını belirterek, Kıbrıs müzakerelerini vakit kaybı ve “kaçış” diye niteledi. “Kapsamlı çözüm imkânsız gibi” diyen Bryant, bunun yerine adım adım çözümün gündeme gelmesi gerektiğini vurguladı ve meşruiyet ile çözüme ihtiyaç duyan Türk tarafının … Okumaya devam et “Maraş’ı açarak, sınır düzenlemesi yaparak, asker çekerek ezber bozun”

“Yürü da gorkma”

İş Kadınları Derneği’nin geleneksel hale gelen, bu yıl 8. düzenlenen Yılın Kadın Girişimcileri açıklandı bu gece. Farklı sektörlerden 6 kadına, 2018’in kadın girişimci ödülü verildi. Sektördeki farklı örgütlerin temsilcilerinden oluşan jürinin kararıyla ödül alanlar bu gece açıklandı. Merit Otel’de Ayşe Güler Akın’ın muhteşem konseriyle başlayan törende, Moda Tasarımcısı Zerrin Akıncı, Garanti Süt Ürünleri Kurucusu Fatma Sibel Garanti, Özerlat Kahve Direktörü İmren Özerlat, Hamide Giyim Direktörü … Okumaya devam et “Yürü da gorkma”

MS adıyla özdeşleşti, O bir savaşçı

    “Saklamayın, saklanmayın, beyninizi hasta etmeyin” İletişim uzmanı, reklamcı, en fazla da siyasi kampanyaları ile tanındı. Daha teknolojinin gelişmediği 1990’lı yıllarda ilk profesyonel siyasi kampanyalara imza attı; slogan, afiş ve propaganda şarkılarıyla hafızalara kazındı. En yoğun çalıştığı dönemde daha 20’li yaşlarda tiroid ve kanser, 30’lu yaşlarda MS’le tanıştı. Hatta toplum MS’i de onun adıyla, soyadıyla anar oldu. 20 yıldan beri MS’le uğraşıyor, son 7-8 … Okumaya devam et MS adıyla özdeşleşti, O bir savaşçı

Japon Kanako, Da Vinci’nin Yolunda

Çocuk yaşlardan geliyormuş el işi merakı, birçok kadın gibi. Annesi, büyükanneleri hep el işi yapmışlar Japonya’da; Japon gelenekleriyle sınırlı. O da aynı şekilde. Ta ki Almanya’ya gidene kadar. Almanya’da ilk yemeklerden keşfetmiş Türkiye’yi, ardından el işleri onu yollara düşürmüş. “Antep işi” öğrenmek için Türkiye’ye gitmeye karar vermiş. Tek bildiği dil olan Japonca ile bu işi başaramayacağını düşünerek önce Türkçe dil kursuna gitmiş, 2 yıl. Ardından … Okumaya devam et Japon Kanako, Da Vinci’nin Yolunda

İsyanın, kölelerin müzik aleti CAJON imal ediyor… O aynı zamanda bahçeci, oyma yapıyor, resim çiziyor, tasarım yapıyor

“Farklı şeyler denemek, üretmek gerekir” Önsel Alihan genç bir adam. 36 yaşında. Nesli ile ilgili gelenekseli ters yüz edenlerden. Çocuk yaşlardan çalışma hayatına atılan Kıbrıslılardan. Tornoculuktan bar işletmeciliğine, garsonluktan fabrika işçiliğine, oymadan yağlıboya resme neredeyse yapmadığı iş kalmadı. Şimdilerde profesyonel işi bahçecilik. Ve CAJON üretimi. İsyanın, kölelerin müzik aleti olarak bilinen vurmalı çalgı Cajon (Kahon). Lefkoşa Suriçi’nin aktivisti Derviş (Zeybek) ile kahve molası için buluştuğumuz … Okumaya devam et İsyanın, kölelerin müzik aleti CAJON imal ediyor… O aynı zamanda bahçeci, oyma yapıyor, resim çiziyor, tasarım yapıyor

Ticarete sıfırdan başladı, marka oldu, 50 yıl çalıştıktan sonra evlâtlara devrederek emekliye ayrıldı, şimdi toprakla uğraşıyor

  “Çözümsüzlük, tanınmamışlık en büyük sıkıntı” Ticarete daha 18 yaşındayken, 1957’de sıfırdan başladı. Belki evde annenin dokuma yapmasının, dikiş dikmesinin de etkisiyle manifatura dükkânıydı ilk işyeri. Ardından ortaklarıyla konfeksiyon atölyesi kurdu, bunu fabrika izledi. Özellikle konfeksiyonda, iç çamaşırında yıllarca vazgeçilmez marka oldu. Daha 1970’li yıllarda Arap ülkelerine ihracat yaptı, Rum tüccarlarla rekabet etti. Elektronik ve otomotiv işine de girdi. Ve yarım asır çalıştıktan sonra şirketlerin … Okumaya devam et Ticarete sıfırdan başladı, marka oldu, 50 yıl çalıştıktan sonra evlâtlara devrederek emekliye ayrıldı, şimdi toprakla uğraşıyor

Ayrı ayrı yola çıktılar, yolları aşkla kesişti, birlikte devam ettiler… Belgesel, prodüksiyon, kısa film derken artık hedef uzun metrajlı film

“Birbirimizi tamamladık. Hayallerimiz ve tutkumuzla yola devam”   Onlar 30’lu yaşlarda gencecik bir çift. Doğuş Özokutan ve Vasvi Çiftçioğlu. İkisi de iletişimci, gazeteci. Son yıllarda kısa filmlerinin uluslararası başarılarıyla gündem oldular, tanındılar.  Belgeseller, filmler, iletişim ve görsellikle ilgili her şey ikisi için de tutku. Bu yola ayrı ayrı, farklı kulvarlarda çıktılar ama yolları aşkla kesişti ve birlikte devam ettiler. Belgesellere, televizyon prodüksiyonlarına, kültür sanat eklerine … Okumaya devam et Ayrı ayrı yola çıktılar, yolları aşkla kesişti, birlikte devam ettiler… Belgesel, prodüksiyon, kısa film derken artık hedef uzun metrajlı film

Toprak Ana… 40 yıldır toprağa hayat veriyor, 70 yaşında hâlâ üretiyor

“Toprağı kuru, boş göremem. Her yer yeşil olmalı. Evrenin bana armağanı” İnsanların hızla topraktan koptuğu, ofis çalışmasının/memuriyetin veya tembelliğin revaçta olduğu bu zamanda tırnaklarıyla üretenler var bu topraklarda. Özellikle kadınlar. Yediğimizi, içtiğimizi üreten eller. Hem evi, hem üretimi yöneten kadınlar. Nesrin Şerifali Şen, bu kadınlardan biri. Rol model olanlardan. Dillirga yöresinin güçlü, cesur kadınlarından. 40 yıldan beri üretiyor, şimdilerde 70 yaşında, “elim ayağım tuttuğu sürece … Okumaya devam et Toprak Ana… 40 yıldır toprağa hayat veriyor, 70 yaşında hâlâ üretiyor

Sahne hayatından sokaklara, oradan Sinir ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’ne trajik bir yaşam öyküsü

“Talihsizlik, sevgisizlik, fenalıklar beni delirtti… Düştükçe gelen vurdu, giden vurdu… İyi insanlar sayesinde hayattayım”   İlk adıyla bilinir Selma Diker. Çünkü ses sanatçısı olarak tanındı toplumda. Sahneye yaklaşık 10 yıl Selma adıyla çıktı. 1990’lı yılların aranan şöhretlerinden oldu. Ardından sokaklarda yaşamaya başlayınca bu kez yaptığı eylemlerle gündem oldu. Bu küçücük adada bir insan nasıl sokakta kalır diye hayret uyandırdı o günlerde. Ama trajedisi bununla da … Okumaya devam et Sahne hayatından sokaklara, oradan Sinir ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’ne trajik bir yaşam öyküsü