Ticarete sıfırdan başladı, marka oldu, 50 yıl çalıştıktan sonra evlâtlara devrederek emekliye ayrıldı, şimdi toprakla uğraşıyor

  “Çözümsüzlük, tanınmamışlık en büyük sıkıntı” Ticarete daha 18 yaşındayken, 1957’de sıfırdan başladı. Belki evde annenin dokuma yapmasının, dikiş dikmesinin de etkisiyle manifatura dükkânıydı ilk işyeri. Ardından ortaklarıyla konfeksiyon atölyesi kurdu, bunu fabrika izledi. Özellikle konfeksiyonda, iç çamaşırında yıllarca vazgeçilmez marka oldu. Daha 1970’li yıllarda Arap ülkelerine ihracat yaptı, Rum tüccarlarla rekabet etti. Elektronik ve otomotiv işine de girdi. Ve yarım asır çalıştıktan sonra şirketlerin … Okumaya devam et Ticarete sıfırdan başladı, marka oldu, 50 yıl çalıştıktan sonra evlâtlara devrederek emekliye ayrıldı, şimdi toprakla uğraşıyor

Ayrı ayrı yola çıktılar, yolları aşkla kesişti, birlikte devam ettiler… Belgesel, prodüksiyon, kısa film derken artık hedef uzun metrajlı film

“Birbirimizi tamamladık. Hayallerimiz ve tutkumuzla yola devam”   Onlar 30’lu yaşlarda gencecik bir çift. Doğuş Özokutan ve Vasvi Çiftçioğlu. İkisi de iletişimci, gazeteci. Son yıllarda kısa filmlerinin uluslararası başarılarıyla gündem oldular, tanındılar.  Belgeseller, filmler, iletişim ve görsellikle ilgili her şey ikisi için de tutku. Bu yola ayrı ayrı, farklı kulvarlarda çıktılar ama yolları aşkla kesişti ve birlikte devam ettiler. Belgesellere, televizyon prodüksiyonlarına, kültür sanat eklerine … Okumaya devam et Ayrı ayrı yola çıktılar, yolları aşkla kesişti, birlikte devam ettiler… Belgesel, prodüksiyon, kısa film derken artık hedef uzun metrajlı film

Toprak Ana… 40 yıldır toprağa hayat veriyor, 70 yaşında hâlâ üretiyor

“Toprağı kuru, boş göremem. Her yer yeşil olmalı. Evrenin bana armağanı” İnsanların hızla topraktan koptuğu, ofis çalışmasının/memuriyetin veya tembelliğin revaçta olduğu bu zamanda tırnaklarıyla üretenler var bu topraklarda. Özellikle kadınlar. Yediğimizi, içtiğimizi üreten eller. Hem evi, hem üretimi yöneten kadınlar. Nesrin Şerifali Şen, bu kadınlardan biri. Rol model olanlardan. Dillirga yöresinin güçlü, cesur kadınlarından. 40 yıldan beri üretiyor, şimdilerde 70 yaşında, “elim ayağım tuttuğu sürece … Okumaya devam et Toprak Ana… 40 yıldır toprağa hayat veriyor, 70 yaşında hâlâ üretiyor

Sahne hayatından sokaklara, oradan Sinir ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’ne trajik bir yaşam öyküsü

“Talihsizlik, sevgisizlik, fenalıklar beni delirtti… Düştükçe gelen vurdu, giden vurdu… İyi insanlar sayesinde hayattayım”   İlk adıyla bilinir Selma Diker. Çünkü ses sanatçısı olarak tanındı toplumda. Sahneye yaklaşık 10 yıl Selma adıyla çıktı. 1990’lı yılların aranan şöhretlerinden oldu. Ardından sokaklarda yaşamaya başlayınca bu kez yaptığı eylemlerle gündem oldu. Bu küçücük adada bir insan nasıl sokakta kalır diye hayret uyandırdı o günlerde. Ama trajedisi bununla da … Okumaya devam et Sahne hayatından sokaklara, oradan Sinir ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’ne trajik bir yaşam öyküsü

DOKU… “Bizi biz yapan değerleri yarına taşıyalım”

“Kimliğimizi, dokumuzu koruyarak yılların kazandırdığı zenginlikleri sizlerle paylaşmak; bizi biz yapan değerleri ilmek ilmek dokuyarak yarınlara taşımak; onları genç kuşaklara aktarmak istedim…” Öğretmenlerin öğretmeni, Edebiyatçı, araştırmacı Gülgün Serdar, DOKU isimli yeni kitabını yayımlama gerekçesini bu sözlerle özetledi. Hayat hikâyesiyle birlikte Kıbrıs Türk kadınını, toplum yaşamını, Kıbrıs Türk edebiyatını, şairleri, şiirleri, toplumsal mücadele yıllarını aktardı kitabında. Bugün tanıtımı yapılan DOKU’da, öğrencilik ve öğretmenlik anılarıyla birlikte Pergama’yı, … Okumaya devam et DOKU… “Bizi biz yapan değerleri yarına taşıyalım”

Organlarınızı toprağa değil, insana verin; cana can katın

10 yıl böbrek sorunu yaşadı, böbrek bağışıyla yeniden doğdu: “En büyük sadaka, mutluluğun adı” “Telefon gece 12’de çaldığında kalbim duracak gibi oldu. Mutlaka iyi bir haberdi, umudumu hep korumuştum. Gerçekten öyle oldu, böbrek bağışı vardı. İki denemede uymamıştı, bir şans daha doğdu. Ve bu kez hayat kaynağım oldu. Ameliyattan uyandığımda yeniden doğmuştum. Üstelik bir de böbrek kardeşim vardı…” Yaklaşık 10 yıl böbreklerinde sorun yaşayan, bir … Okumaya devam et Organlarınızı toprağa değil, insana verin; cana can katın

Milyonda bir görülen Amiloidoz ile tanıştı, farkındalık için mücadele başlattı

“Hastalık değil, tanı ender. Kongo Kırmızısı KKTC’ye de gelmeli” Devrim Barçın, 35 yaşında genç bir insan. Profesyonel sendikacı, Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Genel Sekreteri. Bu günlerde sendikacılıktan çok, hastalıkla mücadele ediyor. Çoğumuzun adını ilk defa duyduğu, hatta telaffuz etmekte zorlandığı bir hastalıkla. Hastalığın adı Amiloidoz. Vücut dokularında anormal protein birikiminin yol açtığı nadir bir hastalık. Milyonda bir görülen türden. Tedavi için her hafta İstanbul’a gidiyor. … Okumaya devam et Milyonda bir görülen Amiloidoz ile tanıştı, farkındalık için mücadele başlattı

Kolokas 2 bin yıldır bu topraklarda… Molohiya firavunlara kadar dayanıyor… Pilavuna Luzinyanlardan miras

Kıbrıs mutfağına özgü yemeklerden Kolokas’ın adada iki bin yıllık geçmişi varmış. Kökeni ise Mısır… Patates’in geçmişi ise sanılanın aksine çok uzun değil, 19. yüzyılda gelmiş adaya. Hatta ilk başta Frenk Kolokası diye adlandırmış Kıbrıslı patatesi… Molohiya da Kolokas gibi eski Mısır’a kadar dayanıyor. Hatta piramitlerde resmi bile varmış… Kıbrıs konusundan turizme, müzikten insan haklarına kadar birçok konuda çalışmalarıyla tanınan Araştırmacı Mete Hatay, şimdilerde Kıbrıs mutfağını … Okumaya devam et Kolokas 2 bin yıldır bu topraklarda… Molohiya firavunlara kadar dayanıyor… Pilavuna Luzinyanlardan miras

Kablo ile elektrik rafa kalktı

Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasındaki ilişkiler, on yıllardan beri farklı şekillerde ama hep gündem oldu. Sadece devletleşme sürecinde değil, cemaat döneminden başlayarak aynı durum geçerli. Duygusal tepki ve algılar nedeniyle çoğu zaman sağlıklı tartışma zeminine oturamayan bu ilişki halini, son zamanlarda okumakta daha da zorlanır olduk. Bir yanda Kıbrıs konusundan ekonomik sorunlara kadar her alanda ilişkisizlik görüntüsü, diğer yanda Türkiye’nin tanımadığı “Kıbrıs Cumhuriyeti” temsilcileriyle temasları … Okumaya devam et Kablo ile elektrik rafa kalktı

Öksüz doğdu, amcayı baba sandı, 9 yaşında sakız yaparak çalışmaya başladı, hep el emeğiyle yaşadı

“Omuzlarımda ağırlık çok. 100 yaşında gibiyim…” Havva Ceylangüden, 46 yaşında genç bir kadın. Adıyla, soyadıyla var olan kadınlardan değil. Ben de adını röportaj yaparken öğrendim zaten. Ama Lefkoşa Suriçi’ne, Büyükhan’a uğrayanların tanıdığı bir sima. Buraların esnafı şimdilerde. Hatta hep gülen yüzüyle Büyükhan’ın güllerinden. Ama çoğumuzda olduğu gibi, göründüğü gibi olmayanlardan. Gülen yüzün, gözlerin ardında trajik yaşam öyküsü barındıranlardan. Öksüz doğdu, amcayı baba sandı, ilki 16 … Okumaya devam et Öksüz doğdu, amcayı baba sandı, 9 yaşında sakız yaparak çalışmaya başladı, hep el emeğiyle yaşadı