Aklımızı alıp götürüyor…

Sürekli e-posta yazmanın ve mesajlaşmanın, IQ’da ortalama 10 puanlık düşüşe neden olduğu saptanmış University of London tarafından yapılan araştırmada. Sürekli mesajlaşmanın bilişsel kapasiteyi esrar içmekten 3 kat daha fazla gerilettiği de ortaya çıkmış aynı bilimsel araştırmada. Azap halini alan Lefkoşa trafiğinde çift şeridi üçleyen kadın sürücü, çoğunluğu oluşturan gergin sürücülerin kornalarına, sinirleri bir miktar alınmış olanların manalı bakışlarına rağmen kayıtsızlığını sürdürünce sağlık sorunu olabileceğini düşündüm … Okumaya devam et Aklımızı alıp götürüyor…

ABDULLAH ÖZTOPRAK: “KIBRISLI KADIN GÜZEL AMA TARZI OLAN AZ”

“Şıklık pahada değil, kalitede…” Türkiye’de moda dünyasında tasarımlarıyla saygın bir yer edinen, podyumlarda farklı stil ve senaryolarla dikkat çeken Modacı Abdullah Öztoprak, Gaziveren kökenli bir Kıbrıslı Türk. Moda dünyasında 4 yıl gibi kısa bir geçmişi olmasına karşın adından söz ettiren Öztoprak, Türkiye’nin ünlü mankenleriyle KKTC’de defile düzenlemeyi planlıyor. Toprakla, narenciyeyle haşır neşir, Gaziveren’in köklü ailelerinden Öztoprak’ların bir bireyi Abdullah Öztoprak…Üniversiteye kadar hayatı KKTC’de geçer, üniversiteye … Okumaya devam et ABDULLAH ÖZTOPRAK: “KIBRISLI KADIN GÜZEL AMA TARZI OLAN AZ”

4 asırlık ayak izi; SEVERİS

İlk olarak “Özgür Adımlar” röportajımda Sadiye Destur’dan dinlemiştim Rita Severis’in çalışmalarını. Kıbrıs halk oyunları kıyafetlerini dikerken tarihi/geleneksel figürlere nasıl ulaştığını anlatırken, adanın bu köklü ailesinin Kıbrıs kültürüne ilişkin çalışmalarından nasıl yararlandığını anlatmıştı. Hatta davetli olarak katıldığı seminer ve toplantılardan, bilgi paylaşımından, evine yapılan ziyaretlerden bahsetmişti. Sonra bir gün sevgili Mete Hatay  “mutlaka görmeniz gerekir” demişti de, galiba işin ciddiyetine varmamıştık. Ta ki dün gece liderlerin … Okumaya devam et 4 asırlık ayak izi; SEVERİS

Gumbaro’luk zamanı… 

Bu topraklarda hayat kurmaya çalıştığımız yıllardı, 1980’li yılların sonu. Daha henüz anne/babaların ev-eş-iş tümü bir yerde her tür imkanı hazır sunmadığı yıllar. Belki göçmenlik koşullarının devam etmesinden, belki “kendi ayaklarımız üzerinde durma” kültürümüzden ve üniversite yıllarında edindiğimiz mücadele azminden; neslimiz gibi kendi yağımızla kavrulmaya çalıştığımız yıllar. Üniversite sonrası karnımda bebekle bir yandan iş, bir yandan ev arayışı. Elde avuçta yok, iş aslanın ağzında. “Devletin varlığı … Okumaya devam et Gumbaro’luk zamanı… 

KIBRIS TÜRK TİYATROSU… İNİŞLİ ÇIKIŞLI BİR ASIRLIK SERÜVEN

Dünya  Tiyatrolar Günü. UNESCO’ya  bağlı  Uluslararası  Tiyatro  Enstitüsü’nün  57’inci  kuruluş yıldönümü.  Bu  evrensel  gün  40  yıldan  beri  Kıbrıs  Türk  tiyatrosu tarafından  da  kutlanıyor ama Kıbrıs Türk tiyatro hareketi  bu  tarihle sınırlı değil. Kıbrıs Türkü toplumu, birçok sanat dalına yabancı  olduğu yüzyılın  başında  tiyatroyla  tanışmış.  Yani  Kıbrıs  Türk   tiyatrosu yaklaşık bir asırlık bir tarihe sahip. Tarihi savaşlarla, çatışmalarla, tecrit dönemleriyle dolu  Kıbrıs Türk  halkı  için tiyatro … Okumaya devam et KIBRIS TÜRK TİYATROSU… İNİŞLİ ÇIKIŞLI BİR ASIRLIK SERÜVEN

ALİ, ALİYE VEYA ALİYA: “KENDİMİ HİÇBİR ZAMAN ERKEK GİBİ HİSSETMEDİM”

“İnsanoğlu ana rahmine düştükten sonra ya normal bir erkek, ya normal bir kız çocuk olarak gelişir. Ancak bizim gibi insanlar ne tam erkek, ne tam kız olarak gelişir. Doğumdan sonra da bu sürer gider. İnsan kendini ne kadar sıksa da erkek gibi davranamaz… İmkansız, mutlaka bir falso verir. Bu, genlerle ilgili bir olay.   Şu an herşeyimle, ruh halimle o ikilemi aştım. Kendimi her şeyimle kadın … Okumaya devam et ALİ, ALİYE VEYA ALİYA: “KENDİMİ HİÇBİR ZAMAN ERKEK GİBİ HİSSETMEDİM”