Kaz Dağları, Cunda, Ayvalık ve Çanakkale

Sonbaharda, sezon dışı küçük bir mola verelim dedik. Arima turizmin 4 günlük minik programı da çok uygun düştü beklentilerimize… Kaz Dağları, Cunda, Ayvalık; daha ne isterdik ki… Hava durumu da müsait. Yola düştük. İstanbul-Bursa-Ayvalık-Cunda-Kaz Dağları… Son durak ise Çanakkale ve yine İstanbul’dan dönüş… Yola çıkarken “ne gerek var” dedik Çanakkale için. İlgimizi çekmeyen, hiç gündemimize girmeyen bir diyar. Biz Kaz Dağları’nın, Cunda’nın hayalinde… Sonuçta hayallerimize misli misli yanıt verdi buralar ama Çanakkale tam bir sürpriz oldu. Doğası, tarihi, hepsinden önemlisi insan dokusuyla muhteşem bir yaşam alanıymış meğerse… Bildiğimizi sandığımız ne kadar çok bilmediğimiz varmış! Veya eksik bildiğimiz… Belki ilgisizliğimizden, belki de sloganlar/milli söylemler ardına gizlenmesinden… Sebebi ne olursa olsun inanılmaz etkisi altında kaldık. Çağdaş insanına, güven veren sokaklarına, tarih ve insan dokusuna… Ünlü Çanakkale savaşı ve şehitleriyle ilgili bilmediklerimiz de az değilmiş. O yarım adada Osmanlı’dan İngiliz’e, Hintli’den Avusturalyalı’ya, yarım milyon insanın bir asırdan beri toprağın altında yattığı, mezarlarının bile olmadığı, anıtların sembolik olduğu, çoğunun “meçhul” olduğu mesela… Belki bilinmezi keşfetmenin etkisiyle, belki fazla kısa sürdüğünden ruhum orada kaldı sanki…

(Kasım 2017)

Bir Cevap Yazın