Dalya Muhiddin, Mısırlı genç bir arkeolog ve turist rehberi. Mısır Helwan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. Uzmanlık alanı Mısır tarihi. Geçtiğimiz hafta Mısır’a yaptığımız turistik gezide, tarihi yerleri anlatmakla kalmadı, buralara Arap Baharı olarak yansıyan son 10 yıllık süreci “Arap Fırtınası” diye niteledi. “Piyonlar aracılığıyla dış güçlerin oyununa geldik” dedi. Müslüman Kardeşler adıyla şeriatçıların bölgeye verdiği zararı anlattı. Ünlü Mısır Müzesi’ni şeriatçıların saldırısından çocuklarıyla kalkan oluşturarak koruduklarını gözyaşlarıyla aktardı.
Şubat başında 8 günlük Mısır turumuzda tanıdık Dalya’yı. Annesi Türk, babası Mısırlı. 40 yaşındaki 2 çocuk annesi bu genç Arkeolog, Mısır’ın sanırım tek Türkçe bilen rehberi. Turumuz boyunca bize Mısır medeniyetini, taşı, toprağı, çölü, piramitleri, hiyeroglifi, firavunları, yeraltı kaynaklarını, Nil’i, simgeleri, tapınakları, camileri, kiliseleri, Mısır insanını anlattı. Zaman yettiğince gezdirerek tanıttı.
Neden bahar değil de fırtına
Kahire’de ünlü Tahrir Meydanı’nı gösterirken “Arap Fırtınası’nın başladığı yer” ifadesi dikkatimi çekti. “Arap Baharı” değil miydi! Haberlere, bizim buralara, dünya kamuoyuna “bahar” diye yansımıştı. Neden bahar değil de fırtına?
Tur devam ederken, bir yemek molasına sıkıştırdık sohbeti. Tunus’ta 2010’da bir gencin kendini yakmasıyla başlayan, hemen ardından 2011 başında Mısır’a, sonrasında Libya, Suriye dâhil birçok bölge ülkesine sıçrayan olayların Mısır ayağında neler yaşandı?
Masum başladı, şeriatçılar geldi
“Her şey çok masum başladı. Nasıl oldu, nasıl başladı, anlamadık bile. Tunus’taki olayların hemen ardından önce gençler sokağa çıktı. Daha fazla demokrasi, daha iyi yaşam gibi masum, haklı talepler. Ama kısa süre içinde bunun böyle olmadığı anlaşıldı. Varlığını fark etmediğimiz, ama uzun yıllardan beri sinili olduğunu sonradan öğrendiğimiz Müslüman Kardeşler çıktı sokağa. Şeriatçılar, yokediciler. Kültürümüze, medeniyetimize uygun olmayan, yaşam şeklimizi değiştirmek isteyenler. Devleti ele geçirdiler. Bizi ortaçağa götürmek isteyen gerici insanlar. Bizi temsil etmeyen piyonlar olduklarını geç fark ettik.”
Turizm 7 yıl öldü, zarar büyük oldu
Ülkede yönetim değişikliğine neden olan ve ordunun desteğiyle sona eren bu süreci “dış güçlerin oyunu” olarak niteleyen Dalya Muhiddin, birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olan, terörü besleyen “fırtına”nın ekonomisinden turizmine kadar Mısır’a büyük hasar verdiğini anlattı. “Çok insan hayatını kaybetti. Ekonomi zaten zordaydı, daha kötü oldu. Yaklaşık 7 yıl ülkemize turist gelmedi. Turizmde normalleşme ancak geçtiğimiz yıl başladı” diyen Dalya, Müslüman Kardeşler denen şeriatçıların ünlü Mısır Müzesi’ne zarar vermelerini nasıl önlediklerini de gözyaşlarıyla anlattı:
Çocuklarımızla kalkan olduk
“Sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli müzesi Mısır Müzesi. Burası hazine. Müslüman Kardeşler denen insanlar o kadar kötü ki, her şey gibi buradaki eserleri de talan etmek istediler. Çocuklarımızı da alarak, el ele tutuşarak müze etrafında kalkan olduk. Kordon oluşturarak direnç gösterdik. Eserlerimize, medeniyetimize zarar vermelerini öyle önledik…”
Dindar ama şeriat istemez
Tarihi boyunca işgaller yaşayan, tam demokrasiyle tanışamayan Mısır’ın şu anki başkanı Abdülfettah es Sisi’yi “kötünün iyisi, bahar onunla geldi” diyerek destekleyen, bu yoksul toprakların gelişmesi için çabaladığına inanan Dalya Muhiddin, “Hiçbir zaman tam demokrasi göremedik ama şimdi sakin Mısır. Mısırlılar zaten sakin insanlar. Dindar bir halk ama şeriat istemez” diye konuştu.
“Varlık içinde yokluk yaşayan bir coğrafya. Bu kadar yeraltı kaynağı, tarihi eser, Nil deltasının verimine rağmen halk çok yoksul” yorumunu yapınca da, vizyon sorununa ve yabancı sermayenin varlığına dikkat çekti Dalya. Büyük çoğunluğu fakir olmasına karşın Mısırlıların mutlu ve yetinmeyi, şükretmeyi bilen bir yapısı olduğuna, daha fazlasını isteme hırsı olmadığına, yetinme duygusuna da dikkat çekti.
Mısırlıların Arap olarak anılmaktan hoşlanmadığını ekledi. “Mısırlılar Firavun geleneklerinden geldiklerine, diğer Arap ülkelerinden farklı olduklarına inanır…”
Türkiye ile mesafeli
Özellikle Müslüman Kardeşler ile ilgili tecrübenin ardından, benzerlik kurdukları Türkiye yönetimine mesafeli durduklarını da vurguladı Dalya. “Türkiye halkıyla bir sorunumuz yok. Benim anne tarafım Türk. Ama Türkiye yönetimine mesafeliyiz. Çekiniyoruz. Mısırlı gençlerin Türkiye ziyaretleri de hükümetimizin onayına bağlı. Tehlike yaşanabilir kaygısıyla izin almak zor.”
(Havadis/18 Şubat 2019)https://www.havadiskibris.com/?p=367823