Eskiyi korudu, “doğa ile oynama” dedi, 300 km2 ile turizmin gözdesi oldu

Malta, Akdeniz’in ortasında yaklaşık 300 kilometrekarelik küçücük bir ada. KKTC’nin onda biri kadar.  Ama boyutundan büyük işler yapmış. Neredeyse 8 bin yıllık tarihi birikimini gururla, özenle korumuş, kendiyle gurur duyan bir toplum. Eskiyi koruyarak, “doğa ile oynama” diyerek cazibe merkezi olmuş.  Üstelik gökdelenlerden, betondan, dev binalardan, modern eğlence yerlerinden, kumarhanelerden vazgeçmeden. Ama ikisini ustaca ayırarak. Neredeyse ikiye bölmüş küçücük coğrafyayı. Bir yanı otantik, özgün, yerel, … Okumaya devam et Eskiyi korudu, “doğa ile oynama” dedi, 300 km2 ile turizmin gözdesi oldu

İngiltere’de doğup büyüdü, 25 yaşında adaya yerleşti, multi-kültürü yaşam tarzı yaptı

“Hem içindeyim, hem dışında; hem yerliyim, hem yabancı“ Babası Kıbrıslı Türk, annesi İngiliz. İngiltere’de doğdu, büyüdü, okudu. Ara ara, tatillerde Kıbrıs’a geldi, baba topraklarına. Bu gidiş gelişlerde adayı, ada insanını, ada kültürünü sevdi. Ve üniversitenin ardından 25 yaşında bir başına adaya yerleşmeye karar verdi. Hiç Türkçe bilmeden geldi, yerleşti, üniversitelerde İngilizce ders verdi, lisan okulu açtı, 13 yıl gazetecilik yaptı ve son olarak bir cafe … Okumaya devam et İngiltere’de doğup büyüdü, 25 yaşında adaya yerleşti, multi-kültürü yaşam tarzı yaptı

Kahveyi 500 kiloluk bisikletle sokağa taşıdı

“Dünyada borsası düşmeyen tek ürün kahve” O bir kahve uzmanı, literatürdeki ifadesiyle Barista. Kahve sanatçısı. Kahve yapan, sunan değil sadece; üretiminden toplanıp kurutulmasına, öğütülmesinden kavrulmasına kadar, her aşamasıyla ilgili eğitimli. Kahvenin ruhunu biliyor. Uluslararası sertifikalı. Bu alanda tek değil tabii ki, ama bu işi sokağa taşıyan ilk ve tek kişi. “Sokakta kahve mi olur, eğitimli insan seyyar satıcılık mı yapar” lâflarını takmadı; kahveleri, makineleri, suyu, elektriği, gazı bir bisiklete yükledi, 500 … Okumaya devam et Kahveyi 500 kiloluk bisikletle sokağa taşıdı

Medeniyetin sıfır noktası GAP

GAP turları çok yaygın olsa da yıllardan beri çok da ilgimi çekmemişti açıkçası. Nasılsa tur kapsamındaki birçok kente/bölgeye şu veya bu gerekçeyle, farklı zamanlarda seyahat etmiştim. Urfa, Gaziantep, Harran gördüğüm, bildiğim, kapsamlı geziler yaptığım yerler. Ayrıca turlardan fazla, bireysel gezgin olmayı tercih ettim hep. Ama bu kez başka bir itici güç vardı. Gizemli, kültür beşiği Mardin ve Midyat;  dahası insanlık tarihiyle ilgili ezber bozan Göbeklitepe. … Okumaya devam et Medeniyetin sıfır noktası GAP

Tasarımcı değil ama tasarım yaptı, alternatif fiş üretti, patent aldı, RED DOT ödülünü kazandı

“Yoksulluk, imkânsızlıklar yaratıcılığı artırır” Lise eğitiminin ardından uçağa binip Londra’ya gitti. Amacı üniversite eğitimiydi, başladı da, ama parasızlık nedeniyle tamamlayamadı. Farklı işler yaptı, hayatını kazanmaya başladı fakat rahat duramadı. Kendi kendine tasarımlar yapmaya başladı. Önce jet motoru tasarladı, bunu fişler izledi. Çok güvenli ama kaba fişleri daha taşınır ve estetik hale getirmek için tasarım yaptı. Evinde yaptığı o  fişi eline aldı, tüm kapıları zorladı, pes … Okumaya devam et Tasarımcı değil ama tasarım yaptı, alternatif fiş üretti, patent aldı, RED DOT ödülünü kazandı

13 yaşında kanserle tanıştı, ayağını kaybetti, kanser 5 defa da akciğerini ziyaret etti, 6 yılda 6 ameliyat oldu. 30 yıldır protez bacakla yaşıyor

“Kör noktalarımı bulup temizledim, maskelerin yükünden kurtuldum… Asla vazgeçmeyin” Sağlık sorunlarıyla, özellikle kanserle ilgili röportajlar en zor olanlardır. Neyi, nasıl sorarsınız, kırar mısınız, yanlış yapar mısınız kaygıları ön plâna çıkar çünkü. Yine aynı ruh haliyle gittim röportaja. Tanıyorum ama uzaktan, yakınlığım yok. Soru sormadan, sadece dinlemeye hazırlandım. Öyle de oldu,  yaklaşık 2 saat dinledim. Ama zaten sormaya gerek yokmuş. Kanserini, kemoterapinin 20 yıl geçmesine rağmen … Okumaya devam et 13 yaşında kanserle tanıştı, ayağını kaybetti, kanser 5 defa da akciğerini ziyaret etti, 6 yılda 6 ameliyat oldu. 30 yıldır protez bacakla yaşıyor

Kahvehanenin ötesi, yaşam alanı, buluşma yeri

“Burada memleket havası var, insanlara iyi geliyor” Büyük Han kahvecisi, Usta’nın Yeri. Kahvesi ve çayı özel, sulu muhallebisi ile ünlü. Ama tüm bunların ötesinde, çoğu zaman kahve bahane. Çünkü burası artık bir marka. Buluşma yeri, yaşam alanı. Müdavimleri var. Uğramayan, bilmeyen yok. Sadece Kıbrıslı Türklerin değil, Rumların, Ermenilerin, turistlerin de odak merkezi. Liderlerin, konuk heyetlerin olmazsa olmazı. “Yiyeceği, içeceği, kokusu, dokusuyla memleket havası var burada. … Okumaya devam et Kahvehanenin ötesi, yaşam alanı, buluşma yeri

“Meyhane muhabbet, sohbet yeridir; tıka basa yeme yeri değil”

Yarım asırdan beri turizmci, eğitmen, gurme. Ünlü OTEM’in ilk ve hatta son müdürü. Bin civarı insan yetiştiren OTEM’de tam 34 yıl müdürlük yaptı, buradan emekli oldu. Şimdilerde üniversitelerde ders veriyor, televizyonlarda program yapıyor, gurme olarak hizmet veriyor. Kitapları da var. Kıbrıslının yeme/içme kültürü, mutfak sanatları, alışkanlıklarıyla ilgili çalışmalar yapıyor. Ve meyhaneler özel ilgi alanı. “Meyhane muhabbet, sohbet yeridir; tıka basa yeme yeri değil. Şimdilerde aç … Okumaya devam et “Meyhane muhabbet, sohbet yeridir; tıka basa yeme yeri değil”

Burası farklı ve özel bir mutfak, her gün 200 kişiye ücretsiz yemek çıkarıyor. Elemanlarından biri de Otistik Yükselen…

“Sosyalleşmek için geldi, mutluluk kaynağı oldu. İki yılda hiç rapor, izin kullanmadı” Hani kahve içme bahanesiyle sürekli ziyaret etmek istediğiniz yerler vardır. Enerji aldığınız, sıcak, doğal, gerçek, çevresiyle bütünleşmiş… Burası öyle bir yer. Paylaşım Mutfağı. Bandabuliya’nın içinde, Lefkoşa Türk Belediyesi’ne ait. Çoğunluğun önünden geçtiği ama belki de fark etmediği bir mekân. Bu mutfak özel ve farklı, çünkü belediye yanında, gönüllü katkılarla, sponsorlerin desteğiyle,  yurttaşın ve … Okumaya devam et Burası farklı ve özel bir mutfak, her gün 200 kişiye ücretsiz yemek çıkarıyor. Elemanlarından biri de Otistik Yükselen…

Muhallebinin adresi, Sarayönü’nün demirbaşı, “sokaktaki kimliğimiz”

 “Başlangıçta utanırdım, ekmek parası dedim, alıştım. Şimdi gurur duyarım” Kıbrıslının vazgeçilmez lezzetlerinden sulu muhallebinin adresi o. Adını bilsin bilmesin “muhallebeci” dendi mi Kıbrıslının aklına önce o gelir. 19 yıldan beri aynı yerde, Posta Dairesi’nin önünde, seyyar arabasıyla muhallebi satıyor. Sadece muhallebi de değil, mevsimine göre yerel tatlılar. Hepsi kendi imalâtı. Eşi Hatice ile onun. Hayatını bu işten kazandı, çocuklarını okuttu. Hiç şikâyeti yok, “Bana yetecek … Okumaya devam et Muhallebinin adresi, Sarayönü’nün demirbaşı, “sokaktaki kimliğimiz”