SİCİLYA diye yola çıktık, ara yollara saptık… Napoli, Pompei, Etna Yanardağı bonus oldu

Gezgin ruhum yıllardan beri Sicilya diye sayıkladı hep ama denk düşmedi. Her seferinde bir şeylere takıldık, en fazla da direkt ulaşım olmamasına. Ama sosyal medyadaki bir paylaşım yeni ufuklar açtı. Meğerse direkt uçuş olmasa da çok zor değilmiş Sicilya’ya ulaşım. Malta’dan da, Napoli’den de ulaşım mümkünmüş. Ve internetten epeyce bir araştırma ve incelemenin ardından biraz kaotik, fazlaca maceralı, uzun ama belki de hayatımızın en iyi … Okumaya devam et SİCİLYA diye yola çıktık, ara yollara saptık… Napoli, Pompei, Etna Yanardağı bonus oldu

ÜRDÜN… Ortadoğu’nun kalbinde kurtarılmış bölge gibi, istikrar vahası

Bir yanı çöl, bir yanı Akdeniz iklim kuşağında verimli, zeytinliklerle kaplı… Petrol gibi yeraltı kaynakları yok, insanların aylık geliri ortalama 250 JOD, ama parası Sterlin’den değerli. 1 JOD-38 TL’den fazla… Hem şeriat, hem medeni hukuk geçerli… Huzurlu, istikrarlı bir görüntüsü var. Arap baharından bile etkilenmemiş. Dahası, sınır komşusu İsrail ile barış anlaşması olan ender Arap ülkelerinden. Sanki Ortadoğu’nun kalbinde kurtarılmış bölge gibi Ürdün. Bu tespitler … Okumaya devam et ÜRDÜN… Ortadoğu’nun kalbinde kurtarılmış bölge gibi, istikrar vahası

RODOS… Doğası, dokusu, dinginliği, fiyatlarıyla ideal bir rota

Tatil planlarımızı yıllardan beri mümkün olduğunca sezon dışlarına kaydırma gayretindeyiz. Herkes giderken sen dön veya herkes dönerken git misali. Hem kalabalıklarda boğulmamak, hem de fiyat avantajı nedeniyle. Son yıllarda uçan fiyatlar, TL’nin değer kaybı, uçak biletlerindeki fahiş rakamlar nedeniyle daha da öncelikli oldu bu durum. Hatta nereye gideceğini fiyat bazlı belirleme daha mantıklı, zorunlu rota değilse tabii ki… Son gezimiz de öyle oldu. Bir akşam … Okumaya devam et RODOS… Doğası, dokusu, dinginliği, fiyatlarıyla ideal bir rota

Eskiyi korudu, “doğa ile oynama” dedi, 300 km2 ile turizmin gözdesi oldu

Malta, Akdeniz’in ortasında yaklaşık 300 kilometrekarelik küçücük bir ada. KKTC’nin onda biri kadar.  Ama boyutundan büyük işler yapmış. Neredeyse 8 bin yıllık tarihi birikimini gururla, özenle korumuş, kendiyle gurur duyan bir toplum. Eskiyi koruyarak, “doğa ile oynama” diyerek cazibe merkezi olmuş.  Üstelik gökdelenlerden, betondan, dev binalardan, modern eğlence yerlerinden, kumarhanelerden vazgeçmeden. Ama ikisini ustaca ayırarak. Neredeyse ikiye bölmüş küçücük coğrafyayı. Bir yanı otantik, özgün, yerel, … Okumaya devam et Eskiyi korudu, “doğa ile oynama” dedi, 300 km2 ile turizmin gözdesi oldu

Medeniyetin sıfır noktası GAP

GAP turları çok yaygın olsa da yıllardan beri çok da ilgimi çekmemişti açıkçası. Nasılsa tur kapsamındaki birçok kente/bölgeye şu veya bu gerekçeyle, farklı zamanlarda seyahat etmiştim. Urfa, Gaziantep, Harran gördüğüm, bildiğim, kapsamlı geziler yaptığım yerler. Ayrıca turlardan fazla, bireysel gezgin olmayı tercih ettim hep. Ama bu kez başka bir itici güç vardı. Gizemli, kültür beşiği Mardin ve Midyat;  dahası insanlık tarihiyle ilgili ezber bozan Göbeklitepe. … Okumaya devam et Medeniyetin sıfır noktası GAP

Doğa insansız yaşar, hatta daha iyi yaşar

Yaz sezonu bitmeden rutin Karpaz seyahatlerimizden birini yaptık geçtiğimiz günlerde. Hani okullar da açıldı, insanlar tatil modundan çıktı, tesisler boşaldı düşüncesiyle kalabalık bir arkadaş grubuyla. Tam da düşündüğümüz gibi, sessiz sakin bir gecelik bir kaçamak oldu.   Çayırova/Bafra kavşağındaki rutin mekânlarımızdan Ayşe’nin Mutfağı’nda yaptık ilk durağı. Ana, nene usulü sarı muhallebi, bu muhteşem güzergâhın vazgeçilmezi çünkü. Kısa bir mola. Üstelik bohurlanma da bedava… Oradan yaklaşık … Okumaya devam et Doğa insansız yaşar, hatta daha iyi yaşar

Bu dönüşüme tanıklık edin…

Lefkoşa suriçi, yıllardan sonra yeniden ruh kazandı. Her renkten, her milletten insan; inanılmaz bir devinim. Amele gibi gönüllü çalışan gençler, “Uray sokak, Yediler nerde” diye soran bisikletli Rumlar, İtalyanlar, Fransızlar… Her köşe başında duvar/kapı boyayan yerli/yabancı gençler… Duvarlara çiçek eken/diken gönüllü çevreciler… Kapı önünde esnafla kahve içen rastalılar… Bu dönüşüme tanıklık edin… Konserleri izleyin, kitap alın, bir kahve için, hiç olmadı bir turlayın… Okumaya devam et Bu dönüşüme tanıklık edin…

Yoktan varoluşun adresi ESKİŞEHİR

  Herkes aynı hissi yaşıyordur sanırım gezerken. Gidilen her yerde kıyas hali. İtalya’nın şarap üretilen köylerine gidersiniz; Bağlıköy, Kozanköy, Taşkent neden böyle olmasın diye hayıflanırsınız. Doğa var, potansiyel var ama aynı sonuç yok… Ankara-Bolu-Eskişehir üçgenini kapsayan son gezimizde de aynı hissi yaşadım açıkçası. Dağları, gölleri, muhteşem doğası ile ünlü Bolu ile kıyas elbette mümkün değil ama yoktan var olan Eskişehir; çalışmanın, üretmenin, girişimciliğin adresi gibi. … Okumaya devam et Yoktan varoluşun adresi ESKİŞEHİR

Taşkent tepelerinde bir vaha…

Avuç içi kadar yarım ada, ama galiba keşfedilmemiş. Dünyayı gezerken evin önünü unutuyor insanoğlu… Gezelim, görelim, en önemlisi fark edelim… Yavaş yavaş gelişmeye başlayan girişimcilik ruhunu da destekleyelim… Hele doğaya, toprağa sahip çıkan; üreten; taş taş üstüne koyan girişimcileri… Hayatın kaynağı üretmektir çünkü…   Okumaya devam et Taşkent tepelerinde bir vaha…