Dede kurdu, evlâtlar yaşattı, torunlar geleceğe taşıyor… İSKEMLECİ, Mahmutpaşa ve Samanbahça’ya yeni enerji

Lefkoşa’nın sembol mekânlarından, hasır sandalye yapımıyla ünlü İskemleci, 3. kuşağın elinde geleceğe taşınıyor. Daracık Mahmut Paşa sokağında dede Nevzat Salih’in 1955’te kurduğu, evlâtların yaşatarak bugünlere taşıdığı İskemleci, 3. kuşağın, torunların devreye girmesiyle butik otel olarak geleceğe taşınıyor. Sadece butik otel değil, restoran ve cafe olarak bölgeye renk katmaya hazırlanıyor. Bir kapısı Mahmutpaşa Sokak’ta, diğeri Samanbahça’da. İki yöne de açık, minik, sevimli bu mekân, pazartesi açılacak. … Okumaya devam et Dede kurdu, evlâtlar yaşattı, torunlar geleceğe taşıyor… İSKEMLECİ, Mahmutpaşa ve Samanbahça’ya yeni enerji

Özel bir aile, özel bir kadın, tenisin kraliçesi… ÖZEL VASSIF

Raketlerden müze yapmak yerine gençlere, çocuklara dağıttı. Onlarcasını yetiştirdi. En değerli hatırası 80 yıllık bebek Adı hep tenisle anıldı. “Tenisin kraliçesi” olarak geçti kayıtlara. Sadece tenis değil; kayak, bisiklet, koşu, yürüyüş, yüzme. Hep sporla yoğruldu hayatı. Ve İngilizceden Fransızcaya, Almancadan Rumcaya yabancı dillere hâkimiyetiyle bilindi. Adada, Türkiye’de yabancı misyonlarda çalıştı. Duruşu, yaşamı, özgür tavırlarıyla ilgi çekti; adayı mini etekle, şortla, bisikletle tanıştıran kadınlardan oldu. Çünkü … Okumaya devam et Özel bir aile, özel bir kadın, tenisin kraliçesi… ÖZEL VASSIF

“Üniversitelerimizde hukuk eğitimi yetersiz”

Yaklaşık 60 yıllık hukukçu… Sömürge yıllarından başlayarak avukat, başsavcı, hâkim olarak görev yaptı… Toplumsal mücadele yıllarında yeminli TMT’liler arasında yer aldı… KKTC’nin kuruluşuyla Kurucu Meclis’te bulundu, İçişleri ve Sağlık Bakanlığı yaptı… Ama “hiç sevmem, başımıza ne geldiyse ondan geldi” dediği siyasete bulaşmadı… Ve bugün 85 yaşında hala görev başında Oktay Feridun… Kıbrıs Türkü’nün, hatta adanın saygın hukukçularından. Sömürge yıllarında zor koşullarda İngiltere’de eğitim almış, dönemin … Okumaya devam et “Üniversitelerimizde hukuk eğitimi yetersiz”

Doğa insansız yaşar, hatta daha iyi yaşar

Yaz sezonu bitmeden rutin Karpaz seyahatlerimizden birini yaptık geçtiğimiz günlerde. Hani okullar da açıldı, insanlar tatil modundan çıktı, tesisler boşaldı düşüncesiyle kalabalık bir arkadaş grubuyla. Tam da düşündüğümüz gibi, sessiz sakin bir gecelik bir kaçamak oldu.   Çayırova/Bafra kavşağındaki rutin mekânlarımızdan Ayşe’nin Mutfağı’nda yaptık ilk durağı. Ana, nene usulü sarı muhallebi, bu muhteşem güzergâhın vazgeçilmezi çünkü. Kısa bir mola. Üstelik bohurlanma da bedava… Oradan yaklaşık … Okumaya devam et Doğa insansız yaşar, hatta daha iyi yaşar

Yargıya güveni sarsacak ilk adım, etik değil

“Cumhurbaşkanını, başbakanı, doktorunuzu, mühendisinizi değiştirebilirsiniz ama yargıcı değiştiremezsiniz.  KKTC’de adalet yargıçların elinde. Yargı bu ülkenin tek güvencesi, tek güvenilir kurumu. En küçük ima, dedikodu dahi zarar verir ve bir kez yıpranmaya başladı mı nerede duracağı belli olmaz. Dünyada örnekleri çok…” Bu sözler, eski yargıçlardan, Yüksek Mahkeme Başkanlarından Salih Dayıoğlu’na ait. Yargıçların, mahkeme başkanlarının çok az konuştuğu, hatta neredeyse basın karşısına hiç çıkmadığı dönemin yargıçlarından. Yaş … Okumaya devam et Yargıya güveni sarsacak ilk adım, etik değil

Denizden çıkan ARTEMİS heykeli Güzelyurt Arkeoloji Müzesi’nde

Eski eserlerin artık doktoru var… Pembe Özen ilk ve tek Konservatör Avrupa seyahatlerimizde müze ziyaretleri için kuyruklara giriyoruz, tarihi eserleri hayranlıkla izliyoruz. İzmir Efes’i, Artemis Tapınağı’nı ziyaret etmeyen de neredeyse yok. Bereket ve bolluk tanrıçası Artemis heykelini görmüştür çoğunluk. Ancak bu heykelin bir benzerinin KKTC’de de olduğunu bilen çok az. Üstelik ayağımızın içinde, Güzelyurt Arkeoloji Müzesi’nde. Bulunma hikâyesi de heyecan verici heykelin. 1980’de Salamis açıklarında … Okumaya devam et Denizden çıkan ARTEMİS heykeli Güzelyurt Arkeoloji Müzesi’nde

Tedavülden kalkmadan…

Ruhumu geride bırakıp koşuşturduğum, telaşlı bir dönemimdi yine. En yakınlarımı ihmal ettiğim, iş/randevu/ etkinlik odaklı rutin akışa kendimi bile sığdıramadığım, minik oğlumun “annemi isterim” diye işyerime mektup gönderdiği günler… Fax’la göndermişti alıntıyı yakın dostum, çünkü henüz e-posta/mesaj/facebook ile değil; konuşarak ve yazışarak iletişim kurduğumuz yıllardı. “Beni ihmal ediyorsun” diyordu dolaylı şekilde… Mesaj alındı… Ve o günden beri, yaklaşık 20 yıldır rehber olarak önceleri çantamda, sonraları … Okumaya devam et Tedavülden kalkmadan…

Bir “öteki” hikâyesi… Arabahmet’ten Çapa Tıp’a

“Her şeye sahip olanların, yokluk görmeyenlerin mücadele için nedenleri kalmaz” Türkiye’den gelen işçi ailelerinden birinin çocuğu. İki aylıkken geldi adaya, 1992’de. Hayatı, yoğun olarak Türkiyeli işçilerin yaşadığı, yoksulluğun hâkim olduğu Lefkoşa suriçinde, özellikle Arabahmet bölgesinde geçti. Arabahmet İlkokulu’nda, ardından Demokrasi Ortaokulu’nda ve Fen Lisesi’nde okudu. Daha ilkokuldan hayali İstanbul Çapa’da tıp okumaktı. Yokluğa, başarısız diye nitelenen okullara rağmen hayaline ulaştı. Üstelik KKTC birincisi oldu 2010 … Okumaya devam et Bir “öteki” hikâyesi… Arabahmet’ten Çapa Tıp’a

YUKA’dan muhteşem final…

Lefkoşa Surlariçi’nde bir haftadan beri devam eden Yuka Blend Festivali, bu gece muhteşem bir finalle sona erdi. Mercan Dede konseri finale damgasını vururken, günlerden beri Amsterdam’ı anımsatan devinim de zirve yaptı. Her sokakta bir etkinlik, duvarlar/eski kapılar rengarenk, tümü gençlerden oluşan yaratıcı/el emeği ürünlerin sergilendiği stantlar, her milletten insan; dünyalı bir kent görüntüsü… Kenti dönüştüren, terkedilmiş sokakları yeniden ve yeni bir anlayışla güne taşıyan bu … Okumaya devam et YUKA’dan muhteşem final…

Uray Sokak’la, Yediler’le, Arabahmet’le yeniden tanışma zamanı

Son yıllarda hızla dönüşüm süreci yaşayan, ruhunu yeniden kazanmaya çalışan Lefkoşa suriçi, bu aralar inanılmaz bir devinim içinde. Yerli yabancı binleri ağırlıyor daracık sokaklar. Birileri duvarları/kapıları boyuyor, diğerleri duvarlara çiçek monte ediyor/ekiyor. Bir diğeri taşımacılık yapıyor… Amele gibi çalışan gönüllüler… Kıbrıslı gençler; Lokmacı kapısından bisikletle geçen Rum, İtalyan, Hindu, Fransız, İspanyollar  “Uray sokak, Yediler, Arabahmet nerde” diye soruyor. Unutulmuş sokaklar keşfediliyor… Geleneksel esnafla rastalı, dövmeli … Okumaya devam et Uray Sokak’la, Yediler’le, Arabahmet’le yeniden tanışma zamanı