Girişimci Kadınların Başarı Öyküleri

KİTAP FOTOĞRAFI

ÖNSÖZ-Nezire Gürkan

Cesur yürekler, rol modeller…

Meslek hayatım boyunca bir çok ödül aldım, çeşitli meslek gruplarına ödüllerin verilişine tanıklık ettim. Kendi aldıklarım dahil ödüllerin verdiği keyfe elbette yaşayarak tanık oldum; ama insanın yaşamını değiştirebileceğini, yarattığı farkındalığı ilk kez bu kadar net farkettim.

Kurulduğu günden beri gönül bağıyla bağlı olduğum İş Kadınları Derneği’nin 4 yılda ödül verdiği kadın girişimcilerin kısa hayat hikâyelerinden oluşan kitap projesi gündeme geldiğinde açıkçası tereddüt ettim. Meslek hayatım boyunca siyaset yanında sosyal hayatla, biriktirenlerle yüzlerce röportaj yapmama karşın mesafeli durdum. Yabancı olduğum bir camia, bir çoğu tanımadığım ve ne yaptığını bilmediğim insanlar, 1-1.5 ay gibi sürede 24 röportaj, rutin iş yaşamının yoğunluğu gibi bir dizi nedenle…

Ama galiba röportaj tutkum, görüneni değil görünmeyeni keşfetme arzum ve İş Kadınları Derneği’ne sempatim baskın geldi. 24 kişilik listeyi şubat sonuna doğru elime aldım, röportajları fotoğraflayacak arkadaşım Hüseyin’le (Sayıl) oturup hemen çalışma takvimi hazırladık, iş dışındaki her boş saatimizi ve hafta sonumuzu röportajlara ayırarak bir ay 10 günde tamamladık. Büyükkonuk’tan Yeşilırmak’a, Lapta’dan Doğancı’ya kadar her ismi kendi yerinde, ödüle konu işyerinde veya evinde ziyaret ettik. Saatler süren sohbetler yaptık; bazen ağladık, bazen kahkahalarla güldük ve yüzlerce kare fotoğraf çektik. Onlarca anı biriktirdik, yeni dostlar kazandık.

Meslek hayatım boyunca yüzlerce röportaj yaptım ve bu röportajların tümünü kendi bireysel tercihimle, tercih ettiğim insanlarla yaptım. Bunların çok büyük çoğunluğu çalıştığım kurum resmi haber ajansı TAK’ta yayınlanmasına rağmen bu durum değişmedi. İlk kez bu kitapta yer alan girişimci kadınlar kendi tercihimle belirlediğim isimler değildi; bir projenin parçası olmuştum. Ve meslek hayatımın 25. yılında bu isimlerin çoğu nasıl da gözümden kaçmış, nasıl olmuş da bu çarpıcı hayat hikâyelerini farketmemişim diye kendimi kınadım.

Bu kitapta yer alan röportajlar farklı hayatların, farklı tarzların hikâyesi. Kimisi macera, çoğunluğu emekle, hatta acıyla yoğrulmuş hayat hikâyeleri. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığının, algıyla gerçek arasında ciddi uçurum olabileceğinin kanıtı. Ve her biri tarihe, hayata, kadına dair not niteliğinde.

Bir-bir buçuk ay gibi kısa bir sürede bana ülkeye, kadına, hayata dair inanılmaz birikim sağlayan; girişimcilik ruhuna ilişkin algımı değiştiren hayat hikâyeleriyle neler öğrendim neler…

Yıllardan beri tanıdığım Nahide’nin (Merlen) Işık Kitabevi’ni düğün parasıyla 3 raf olarak kurduğunu; şapkasıyla “sosyetik” kadın diye algıladığım Sevim Erdal’ın ellerini eğriltecek kadar çok çalıştığını, hatta ünlü 1001 Çeşit Mağazaları’nın çocukluğu uğruna hayat bulduğunu; Lois Cemal’ın misyoner kimliğini; Özlem Özbekoğlu Eminoğlu gibi bu ülkede kamu görevini reddeden insanlar da olduğunu… Sıfırdan iş kurarak yaşatan, aile şirketlerinin yönetimini üstlenen, vizyon ve misyonuyla iş yerlerinin kaderini değiştiren genç kadınları tanıdım…

Ve ödüllerin insan hayatındaki motivasyon özelliğini farkettim. Yeşilırmak’taki çiftlik için 11 yıl dağı taşı delerek vaha yaratan eşini açılıştan bir ay önce kaybeden Nursel Ekici’nin hayatında bu ödülün belirleyici olduğuna tanıklık ettim örneğin.

‘Memur ülkesi’ KKTC’de girişimcilik ruhunu keşfetmem ise en büyük kazanımım oldu. Çoğu yoğun iş ortamı ve ‘mikrofona uzaklıkları’ nedeniyle tanınmayan, bilinmeyen, farkında olunmayan girişimcileri farketmek, ülkeye bakış açımda motive unsuru oldu. Ve daha nicelerinin varlığını hissetmek ülkeye, ülke insanına dair umutlarımı artırdı.

İş Kadınları Derneği bu ödülleri artırarak sürdürmeli, en azından farkındalık yaratmak için. Sessiz ve alçak gönüllü bir şekilde çalışan, sırtında küfe taşıyarak hayatı omuzlayan bu ‘cesur yürek’leri toplum tanımalı. Özel sektörde çalışmanın halâ ‘işsizlik’ olarak algılandığı ülkede, ellenmemiş, el değmemiş nice üretim alanları olduğu keşfedilmeli. Bu yürekli kadınlar yeni nesillere ‘rol model’ olmalı.

Kitapta yer alan röportajlardan 3’ü (Bilge Nevzat, Semral Erel ve Sadiye Destur), benim daha önce bu isimlerle yapılmış röportajlarımın güncellemesi olarak yer aldı bu kitapta. Adına ödüller verilmesi nedeniyle kitaba giren Vedia Barut röportajı da, vefatından önce benimle yaptığı son röportaj… Kısa süre önce trafik kazasında oğlunu kaybeden Narin Hulusioğlu ise, röportaja hazır olmadığını belirttiği için ancak kısa bir derlemeyle girebildi kitaba.

Sevgili dostum, Türkiye’nin tanınmış edebiyatçı ve şairlerinden Metin Turan’ın ‘Hayata İzler’ adlı ikinci kitabımın önsözünde belirttiği gibi, “hayat bilgisi kazanımı bize önemli olanla değerli olanı ayırt etme yeteneği kazandırır. Bu, hiç kuşkusuz salt kendi yaşadıklarımızın muhasebesini yaparak elde edilebilecek bir kazanım değildir. Deneyim ancak, bizzat yaşadıklarımız kadar farklı formasyondaki insanların birikimlerini öğrenmek, onların yaşadıklarını başka bir gözle görmeye çalışmakla zenginleştirilebilir…”

Çok kısa sürede hazırlanan bu kitap için sabahlara kadar süren hazırlık çalışmalarımda bana destek veren sevgili eşim Mehmet Salih’e sabır ve sevgisi için minnettarım.

Bu imkanı sağlayan İş Kadınları Derneği ve saatler süren yolculuklarda, röportajlarda bana eşlik eden, her röportajı fotoğraflarıyla kitaba aktaran sevgili arkadaşım, meslektaşım Hüseyin Sayıl’a ne kadar teşekkür etsem az.

(Nisan 2015)

 

 

 

Bir Cevap Yazın