Hayata İzler (2)

SUNUŞ-Hasan Kahvecioğlu Gazetecinin “devlet”le mesafesi, bu mesleğin en belirgin “ölçüt”lerinden biridir… Devletler, ne kadar demokratik olurlarsa olsunlar, gazeteciler için “iyi” patronlar değildirler. Hele bizim coğrafyamızdaki “devlet”in bir kurumunda çalışan gazetecinin özgürlüğünü ve özgünlüğünü “memuriyet” sınırlarının dışına taşırması pek olası değildir. Böyle olunca da mesleğinin evrensel kurallarına bağlı bir gazetecinin yaşamı, çizilen “resmi” sınırları zorlamak, dayatılan ezberlerle boğuşmakla geçer… Nezire Gürkan sanırım bu yüzden “devlet”le ve … Okumaya devam et Hayata İzler (2)

Girişimci Kadınların Başarı Öyküleri

ÖNSÖZ-Nezire Gürkan Cesur yürekler, rol modeller… Meslek hayatım boyunca bir çok ödül aldım, çeşitli meslek gruplarına ödüllerin verilişine tanıklık ettim. Kendi aldıklarım dahil ödüllerin verdiği keyfe elbette yaşayarak tanık oldum; ama insanın yaşamını değiştirebileceğini, yarattığı farkındalığı ilk kez bu kadar net farkettim. Kurulduğu günden beri gönül bağıyla bağlı olduğum İş Kadınları Derneği’nin 4 yılda ödül verdiği kadın girişimcilerin kısa hayat hikâyelerinden oluşan kitap projesi gündeme … Okumaya devam et Girişimci Kadınların Başarı Öyküleri

Sistem O’nu O Sistemi Sevmedi/Serdar Denktaş

ÖNSÖZ-NEZİRE GÜRKAN PLANLANMAMIŞ BULUŞMA… Bir gece, bir dost masasında, keyifli  bir sohbette ilgimi çekmişti anlattıkları. Özellikle Nisan 2003’e, kapıların açılma sürecine ilişkin olanlar… Ezber bozan, bomba etkisi yaratan o günlerde neler yaşandığını anlatmıştı. Bu süreçte başrol oynamıştı çünkü… Haber ayrıntıda gizliydi ve bu iştah kabartıcı bilgiler bizi “bir röportaj” için buluşturdu. “Bunları yazalım” dedim ve bir araya geldik; diğerleri gibi 3-4 sayfalık bir “haber-röportaj” için. … Okumaya devam et Sistem O’nu O Sistemi Sevmedi/Serdar Denktaş

Hayata İzler (1)

  ÖNSÖZ-Metin Turan Toplumsal  hafıza, bireylerin tanıklıklarıyla oluşan, onların deneyimlerinin paylaşılmasıyla zenginleşen bir birikimdir. Nasıl ki  güncel olanla tarihsel olan arasında bağıntı, yalınkat bir bugün ve  kaba bir geçmişle şekillenmiyorsa, toplumsal hafıza da büyük harflerle yazılıp, yüksek sesle söylenmiş kelimelerden oluşmuyor. İnsani birikimle buluşturan, iyi ya da kötü, olumlu ya da olumsuz; yaşanıldığı zaman dilimi içerisinde anlam bulan ama bu anlamı bir yeni tanıklık içerisinde … Okumaya devam et Hayata İzler (1)

HİDAYET ÖZUYSAL: “ÜRETİM, GİRİŞİMCİLİK ÖZGÜRLÜKTÜR”

Lefke Avrupa Üniversitesi’nde (LAÜ) 16 yıl çalıştı. İşten istifa etti. Önceleri işsizlik rahat geldi, ancak kısa sürede sıkıldı. Baba toprağında çiçekçilik yapmaya başladı. Bunu, aynı yerde anneyle birlikte ekmek yapımı izledi ve arkası geldi. Bir arkadaşa kahvaltı ikramı, onu kahvaltının adresi haline getirdi. Argonya adıyla 4 yılda bölgenin markası, ürünlerini satma imkanıyla kadınlara nefes oldu…Lefke Avrupa Üniversitesi’nde (LAÜ) 16 yıl çalıştı. İşten istifa etti. Önceleri … Okumaya devam et HİDAYET ÖZUYSAL: “ÜRETİM, GİRİŞİMCİLİK ÖZGÜRLÜKTÜR”

FATMA AZGIN: “KADINLAR, ÖZELLİKLE DE AYDIN KADINLAR, KADINLARI DESTEKLEMİYOR”

O bir eczacı, mesleğin kurumlaşmasında önemli rol oynadı. 30 yıl birlik başkanlığı yaptı… Mesleği kadar politik duruşuyla da tanındı. Önce Halkçı Parti’nin, ardından Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. Kıbrıs Türk Federe Devleti Kurucu Meclisi’nin tek kadın üyesi oldu. Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin ardından Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne girdi. Milletvekilliği yanında kadınların sesini duyurmak için başkanlığa da aday oldu bu partiden… Kadın hakları için mücadele etti, … Okumaya devam et FATMA AZGIN: “KADINLAR, ÖZELLİKLE DE AYDIN KADINLAR, KADINLARI DESTEKLEMİYOR”

EVREN BAĞLARBAŞI: “ZORLANMA, GELİŞİM YARATIR”

Türkiye kökenli hekim annenin zorunlu hizmeti nedeniyle 8-9 yaşından itibaren hayatı Türkiye’de geçti. İlk, orta, lise, üniversite eğitimini orada, farklı kentlerde tamamladı; iş yaşamıyla tanıştı. Ama adadan hiç kopmadı, bir ayağı hep burada oldu. 2005’de kesin dönüş yaparak baba ve kardeşiyle birlikte ortak olduğu aile şirketinin yönetimini üstlendi. İthalattan ihracata toptancılık yapan şirket, şimdilerde harnup, babutsa, nar gibi yerel ürünlerden likör; zeytinyağından krem ve sirke … Okumaya devam et EVREN BAĞLARBAŞI: “ZORLANMA, GELİŞİM YARATIR”

“MECLİS ERKEK EGEMEN. KADIN BİRLİKTE YOLA ÇIKTIĞI ERKEĞİN 10-15 YIL GERİSİNDEN GİDİYOR”

Yaklaşık 30 yıldan beri kadın hakları için uğraş veren, 1980’li yıllardan itibaren Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde aktif politika yapan Oya Talat, sosyal açıdan yaşanan gelişmelere karşın, kadının politik yaşamdaki temsiliyeti bakımından gelinen noktadan memnun değil. 50 kişilik Meclis’te hâlâ 3 kadın bulunmasının kabul edilir bir durum olmadığını söyleyen Oya Talat, “Politika sadece erkeklerin işi değil, Meclis’teki erkek egemen yapı yıkılmalı” diyerek kadın örgütlerinin yeniden yapılanması gerektiğini … Okumaya devam et “MECLİS ERKEK EGEMEN. KADIN BİRLİKTE YOLA ÇIKTIĞI ERKEĞİN 10-15 YIL GERİSİNDEN GİDİYOR”

Ada İnsan Pazarı Oluyor

“Gece yarısı apartmanın 4. katındaki dairemizin kapısı çalındı. Yeni taşındığımız için tereddüt ettik ama genç bir kadın olduğunu görünce açtık. Açar açmaz ‘help me’ diye hıçkırarak yerlere kapandı. 18-20 yaşlarında. Korku içinde. Neredeyse elimizi ayağımızı öpecek onu kurtarmamız için. Durumu perişan, aşırı makyaj ağlamaktan yüzüne akmış. Berbat haldeydi. Zar zor anlatabildi derdini… Yoldan almışlar onu ve kız arkadaşını; üst kattaki daireye getirmiş 3 genç. Uyuşturucu … Okumaya devam et Ada İnsan Pazarı Oluyor

Anlamsızlaşma Hali…

“Tüketen insanın üreten insandan daha değerli olduğu bu yanlış ve ahlaksız döneme tahammülüm kalmamıştı artık… Sayısı pek bol olan eski karım gibi plaza insanlarının daha çok tüketerek, daha çok batılı gibi görünerek değer kazanma çılgınlığını görünce aklıma Şengal Dağı’nın ıssız bir koyağında taşların altında uyuyan küçücük bir kız geliyordu…” der Zülfü Livaneli’nin kahramanı “Huzursuzluk” kitabında. Burada bahsedilen kuşkusuz, acının dibe vurmasıyla yaşanan bir anlamsızlaşma hali. … Okumaya devam et Anlamsızlaşma Hali…