ASLOLAN HAYATTIR…

(O’nu kaybedeli 4 yıl oldu)   Küçük yaşta öksüz kalmıştı, 1930’ların sonlarında. Her vesileyle anlatırdı babasının Atatürk ile aynı yıl öldüğünü, öksüz kalmanın acısını, anasının acı ve sıkıntılarını… Bundan dolayı sanırım, ilkokuldan sonra eğitimine devam edememişti. Yoksa; doğduğu, yaşadığı Aynikola/Esentepe, eğitime verdiği önem ve zengin/derin insan potansiyeliyle bilindi hep. Türk’ü/Rum’u, adalının hala saygıyla andığı Salih Mecit gibi tarihe geçmiş eğitimcilerin iz bıraktığı, üretimle iç içe … Okumaya devam et ASLOLAN HAYATTIR…

Boşluğu hiç dolmadı

(Annemin anısına, ölümünün birinci yılında, 2015’de Gazete360’da yayımlanan yazım) Taşı, toprağı, insanı altın topraklarda doğdu; ömrünün yarısını bile geçiremediği Aynikola’da.  Göçmenlikle göçebe oldu, yaşam enerjisiyle yaşadığı her yeri benimsedi ama  40 yıl da geçse öz toprağını hep hasretle andı. Her varışında gözü yaşlı baktı geride bıraktıklarına; bağlara, bahçelere, anılara, yerle bir edilen evine… Belki babadan kaynaklı mal varlığı, belki tipik Kıbrıs kadını olduğundan, aile yanında … Okumaya devam et Boşluğu hiç dolmadı

İçimizde Birileri Var… Farkındalık Zamanı…

İlk kez köyümde, Esentepe’de yaşadım o hissi yıllar önce. Geleneksel Zerdali Festivali’nde. Köydeki, bölgedeki insanları aynı mekânda buluşturan festivallerden çünkü. Güney’den göç eden veya başka bölgelerden gelen köylülerim, tanıdıklar yanında; enternasyonal bir ortamda bulunduğumu fark ettim. Köyümle gururlandım doğrusu. Bir yanda artık iç içe, beraber yaşadığımız, Kuzey Kıbrıs’taki topraklarda en az benim kadar geçmişi olan çoğu Karadeniz kökenli Kuzey (Türkiye) göçmenleri, diğer yanda onlar kadar … Okumaya devam et İçimizde Birileri Var… Farkındalık Zamanı…

Çocukluğumuzun ve çocuklarımızın şarkıları…

(Aydın Kalfaoğlu anısına) Meslek örgütümüz Gazeteciler Birliği’nin sosyal/kültürel etkinlikler başlattığı dönemdi. Yıl 2007 bahar ayları. Üye yanında geniş kesime hitap eden etkinlikler düzenlemek için görev üstlenmiştik komite olarak. Etkili, ses getiren, kaliteli bir etkinlikle başlamak istedik. Aile bağı yanında duygusal yakınlıktan cesaret alarak Erdinç Gündüz’ü ziyaret ettim, düşüncemizi aktardım. Raif’in (Denktaş) ölümünden beri,  yaklaşık 20 yıldır sahneye çıkmayan efsane grup, şarkıları yarım asırdır dillerden düşmeyen … Okumaya devam et Çocukluğumuzun ve çocuklarımızın şarkıları…

Sağlık Bakanlığı’na gündem olmalı, tahlil programına girmeli…

İlk olarak birkaç ay önce sevgili arkadaşım, komşum Stella’dan (Açıman) duymuştum ve herkes gibi hayret etmiştim. Hatta çok bilmiş edalarında itiraz da etmiştim, “çare bulamayan hekimlerin gerekçesi” diye. Ama Stella ısrar etti, “dikkate al” diye ve iyi ki ısrar etmiş. Çocuk gibi beslediği sokak köpekleri eşliğinde bisikletiyle kapıdan geçerken sürekli muhabbet ettiğimiz Stella ortadan kaybolunca kapısına dayandım. “Çok halsiz ve keyifsizim, evden çıkamıyorum, hatta depresyon … Okumaya devam et Sağlık Bakanlığı’na gündem olmalı, tahlil programına girmeli…

Medeniyet göstergesi akıllı telefonlar, lüks arabalar değil, çöp kültürü

Lefkoşa Belediyesi’nde eylemli günlerdi, çöp dağlarının oluştuğu yakın tarih. Yaşamını Viyana’da sürdüren Kıbrıslı dostum, internetten izlediği görüntülere bakarak, “Medeniyet göstergesi çöptür, siyaset değil” demiş; garipsemiştim.  “Büyük” işlerle uğraşan insanlar olarak küçümsemiştim çöp konusuyla medeniyet bağlantısını. “Çöpler toplanmıyor, insanlar ne yapsın” diye garip bir Kıbrıslı savunma da yapmıştım. “Toplanmasından önce çöpü azaltmak ve sokağa çıkarma şeklidir medeniyet” yanıtı almıştım. Hamitköy gibi kent mi, köy mü karar … Okumaya devam et Medeniyet göstergesi akıllı telefonlar, lüks arabalar değil, çöp kültürü

Herkes evlenmek ve çocuk doğurmak zorunda değil!

“… Bir çocuk bir hayattır, yanlış yetiştirilen her çocuk hayata kötülüktür.  Her kötü yetişmiş çocuğun sorumlusu, bilinçli veya bilinçsiz, mutlaka anne/babadır. Ve asla evlilik veya çocuk, mutsuz insanı mutlu etmez; sadece mutlu insanı daha mutlu yapar… Herkes evlenmek veya çocuk doğurmak zorunda değil. Hatta bazı insanlar evlenmemeli, evlense bile çocuk doğurmamalı. Her ikisi de sorumluluk gerektirir çünkü…” Bu sözler, Tük kanallarının alışılmış güncel programlarında alışılmamış … Okumaya devam et Herkes evlenmek ve çocuk doğurmak zorunda değil!

Sanki tanıdık…

Ülkenin bir ucundaki bir köyde nüfusun büyük çoğunluğunun “kör” oldukları gerekçesiyle maaş almaları ilgililerin dikkatini çeker. Bir köyün çoğunluğu kör olduğuna göre bölgede bir hastalık ihtimali üzerinde durulur. Onlarca yıldan beri devam eden bu durumun farkedilmesiyle, maaş alan herkese mektup gönderilip kör halinin belgeyle teyidi talep edilir. Ancak çoğunluktan yanıt gelmez. Bunun üzerine köye giden uzmanlar, aslında sadece 3 kişinin gözlerinin görmediğini, geri kalanın onlarca … Okumaya devam et Sanki tanıdık…

Ada İnsan Pazarı Oluyor

“Gece yarısı apartmanın 4. katındaki dairemizin kapısı çalındı. Yeni taşındığımız için tereddüt ettik ama genç bir kadın olduğunu görünce açtık. Açar açmaz ‘help me’ diye hıçkırarak yerlere kapandı. 18-20 yaşlarında. Korku içinde. Neredeyse elimizi ayağımızı öpecek onu kurtarmamız için. Durumu perişan, aşırı makyaj ağlamaktan yüzüne akmış. Berbat haldeydi. Zar zor anlatabildi derdini… Yoldan almışlar onu ve kız arkadaşını; üst kattaki daireye getirmiş 3 genç. Uyuşturucu … Okumaya devam et Ada İnsan Pazarı Oluyor

Anlamsızlaşma Hali…

“Tüketen insanın üreten insandan daha değerli olduğu bu yanlış ve ahlaksız döneme tahammülüm kalmamıştı artık… Sayısı pek bol olan eski karım gibi plaza insanlarının daha çok tüketerek, daha çok batılı gibi görünerek değer kazanma çılgınlığını görünce aklıma Şengal Dağı’nın ıssız bir koyağında taşların altında uyuyan küçücük bir kız geliyordu…” der Zülfü Livaneli’nin kahramanı “Huzursuzluk” kitabında. Burada bahsedilen kuşkusuz, acının dibe vurmasıyla yaşanan bir anlamsızlaşma hali. … Okumaya devam et Anlamsızlaşma Hali…