Afrika kökenli Siyah Kıbrıslılar asırlardır Kıbrıs’ta (2)

Önce köklerini araştırdı, şimdi ‘gap teli’ saçları… “Hiçbir şeyden çekmedim saçlardan çektiğim kadar…“ Serap Kanay, önce  geçmişi, kökleriyle yüzleşti; bakıp de görmediğimiz, bilip de farkında olmadığımız Afrika kökenli Siyah Kıbrıslılar konusunda farkındalık yarattı. Kimsenin yapmadığına el attı, atalarını araştırdı, sergi açtı, gündem yaptı ve ben de 2005’te haberleştirerek kamuya taşıdım. Konu o kadar ilgi gördü ki, o kısacık haber/röportaj sosyal medya paylaşımlarıyla birlikte 70 bini … Okumaya devam et Afrika kökenli Siyah Kıbrıslılar asırlardır Kıbrıs’ta (2)

Soyadıyla değil, adıyla var olan kadınlarımızdan. O bir öğretmen, yeminli mücahide. Kadının adının olmadığı yıllarda ilklere imza atanlardan; radyocu, hemşire, manken, tiyatrocu, şair…

“Siyaset ne gelir, ne kahramanlık yeridir… Çağatay’ın hep, her zaman onuruyla, dürüstlüğüyle anılması en büyük gururum” Tuncay Çağatay veya Tuncay Manavoğlu. Her iki soyadı da toplumda ünlü, bilinen soyadları. Eşi Mustafa Çağatay, adanın gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden. Eski milletvekili, bakan, başbakan. Manavoğlu da, özellikle Limasollular ve ardından Girneliler için ünlü bir soyadı. Kalabalık, renkli bir aile. Ama O, hocanım diye bilindi, soyadından fazla adıyla. … Okumaya devam et Soyadıyla değil, adıyla var olan kadınlarımızdan. O bir öğretmen, yeminli mücahide. Kadının adının olmadığı yıllarda ilklere imza atanlardan; radyocu, hemşire, manken, tiyatrocu, şair…

“Evlâtlar bakar devri bitti, yaşlılığınızı planlayın”

“Yaşlı bakımı pahalı ve çok zor.  Geleneksel kültür milat oldu, yaşlılığa yatırım şart. Evi çocuğa, emeklilik maaşını toruna vermek yerine yaşlılığınızı planlayın” “Anne/baba fedakârlık yapar çocuk yetiştirir, çocuklar da yaşlanınca onlara bakar. Kıbrıs’ta geleneksel kültür bu. Eskiden evet; aileler kalabalıktı, kadınlar iş hayatında değildi, hayat daha sadeydi. Ama artık, hatta uzunca yıllardan beri yaşam dinamikleri çok değişti. Bu geleneksel kültür ve alışkanlıkların uygulanabilirliği kalmadı. Uygulayabilenlerde … Okumaya devam et “Evlâtlar bakar devri bitti, yaşlılığınızı planlayın”

Mürekkep kokusuyla 12 yaşında tanıştı. O günden beri yazıyor, çiziyor… İki bin ciltlik gazete arşivi, binlerce fotoğrafla, yarım asrın canlı tanığı olarak ayaklı kütüphane…

“Gazetecilik sokakta yapılır. Teknolojiyle birlikte yaşamın hamurundan uzaklaşıldı” Erten Kasımoğlu, benim ve benim neslimin Erten abisi. Mesleğin duayenlerinden. Haber veya araştırma yaparken, özellikle röportajlarda her başım sıkıştığında, isim/bilgi/fotoğraf arayışımda başvurduğum ayaklı kütüphane. Onda yok, yok. Yaklaşık 50 yıldan beri fiilen gazetecilik yapıyor, yazıyor, çiziyor, yorumluyor. Ama öncesi var, daha 12 yaşındayken tanıştı mürekkep kokusuyla.  Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan geçici yönetimlere, darbelere, savaşlara, katliamlara, federe devlete, anayasalara, … Okumaya devam et Mürekkep kokusuyla 12 yaşında tanıştı. O günden beri yazıyor, çiziyor… İki bin ciltlik gazete arşivi, binlerce fotoğrafla, yarım asrın canlı tanığı olarak ayaklı kütüphane…

BRT’nin yarım asırlık belleği gün ışığına çıktı. Artık kurumun resmi müzesi var

“BRT tarihi, toplumsal hafıza… Tarih müzelerde saklıdır” “Hayattaki anlar gösteri alanına dönüştürülmezse unutulur gider. Çünkü anlar, yaşarken kıymetlidir.  Dili geçmiş olup pul pul dökülürler ve unutulurlar. Çöplük olurlar hatta…” Bu ifadeler, müzenin gerekçelerini anlatan tanıtım filminden. BRT müzesinin, resmi adıyla BRT Yayıncılık Tarihi Müzesi’nin. Resmi ismi bu, çünkü artık Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nde kayıtlı bir müze. Kurumun kasvetli binasına girenleri artık müze karşılıyor. Her … Okumaya devam et BRT’nin yarım asırlık belleği gün ışığına çıktı. Artık kurumun resmi müzesi var

Okuyarak kendini inşa etti. Hâlâ cetvelle çizerek, kalemle not alarak düzenli okuyor

Tufan Erhürman’la 4 saat… Okuyarak kendini inşa etti. Camus’un Yabancı’sını 12 yaşında okudu. Hâlâ cetvelle çizerek, kalemle not alarak düzenli okuyor “Okuma karşılıklı düşünme eylemi, yazarla sohbettir. Hayatıma yön veren kitaplardır, okumadır” “Ülke siyasetinde eksik olan sanat ve edebiyattır. Üslupta, bakış açısında, vizyonda belirleyici” “Evlilik bana çok iyi geldi. Nilden ruh ikizim gibi, enerji kaynağım” Toplum onu önce akademisyen, sonra siyasetçi kimliğiyle tanıdı.  Toplumla tanışması … Okumaya devam et Okuyarak kendini inşa etti. Hâlâ cetvelle çizerek, kalemle not alarak düzenli okuyor

11 yaşında başladı, 57 yaşında hâlâ koşuyor. İlk ve tek master kadın atlet

 “90 yaşımda koşmayı hayal ederim. Sahalar, stadyumlar benim yaşam kaynağım” İlkokulda öğretmeninin teşvikiyle 11 yaşında başladı koşmaya. Sonra ortaokul ve lisede yine öğretmenler tarafından fark edildi, spora devam etti. “Köylü, çiftçi çocuğuydum. Hem okul, hem tarla ve hayvanlarla uğraşırdım. Şimdiki imkânlar yoktu. Öğretmenler elimden tutmasa başaramazdım” diyor. Lisenin ardından iş, evlilik, çocuk derken uzun süre ara verdi ama koşma aşkı hiç bitmedi. Kendi kendine çalışmaya … Okumaya devam et 11 yaşında başladı, 57 yaşında hâlâ koşuyor. İlk ve tek master kadın atlet

Öykülerini kitaplaştırmak istedi, basacak yer bulamadı. Print alıp zımbaladı ve HAMMURABİ adıyla kendi minik kitabını yarattı

“Gördüğüm ilgiden utandım” Ahmet Şimşek, pırıl pırıl, gencecik bir delikanlı. 1994 doğumlu, 26 yaşında. Hatay kökenli emekçi bir ailenin çocuğu. 3 yaşından beri adada. Kendi gayreti, aile ve çevrenin de teşvikiyle hep çok okudu ve yazdı. Fransız Dili ve Edebiyatı eğitimi aldı. Öyküler, denemeler yazdı, bazıları farklı yerlerde yayınlandı da. Ama öykülerini kitaplaştırmak isteyince, basacak yer bulamadı. O da inanılmaz bir kendine güvenle print alıp … Okumaya devam et Öykülerini kitaplaştırmak istedi, basacak yer bulamadı. Print alıp zımbaladı ve HAMMURABİ adıyla kendi minik kitabını yarattı

“Bir hayal hediye et” dedi, yüzlerce çocuk ve kadının hayatına dokundu

“Süper hayatım hiç olmadı, hatta yıllarca çok sıkıntı çektim. Ama Hindistan’daki kadınları görünce kral hayatı yaşadığımı düşündüm” Anne-baba Kıbrıslı, o da adada doğdu ama 4 yaşındayken ailesiyle birlikte Avustralya’ya göç etti. Bütün hayatı yurt dışında geçti. Çeşitli nedenlerle zorlu bir hayatı oldu. Zorluklara teslim olmak yerine hep mücadele etti ve şimdi o insanlığın hizmetinde. Nerde yardıma muhtaç insan, özellikle kadın ve çocuk varsa Ayda Sabri … Okumaya devam et “Bir hayal hediye et” dedi, yüzlerce çocuk ve kadının hayatına dokundu

“Toprakta hayat var”

Sokakta görseniz salon kadını sanırsınız. Saçı, makyajı, dövmeleri, takılarıyla feminen. Ama eller nasırlı. Kolakas ayıklar, çilek eker, lâstik çeker. O, toprağa tutkun girişimci bir kadın Röportaja hazırlık amacıyla sosyal medyadaki sayfasını karıştırırken dikkatimi çekmişti paylaşımı. “Başarı buzdağına benzer. Ödülü herkesin içinde alırsın ama bedeli gizlice ve tek başına ödersin” diyordu bu alıntıda. Röportaj için sohbet ederken, tam da onu anlatan bir ifade diye düşündüm. Hani … Okumaya devam et “Toprakta hayat var”