“Eşinden şiddet gören erkekler de var”

“Evlilikler de, boşanmalar da oyun oldu…”  “Hayat tarzına, telefonuna, kıyafetine bakarak vitrin evlilikleri yapılıyor. Veya aşk deyip ayaklar yerden kesiliyor. Sonra özü, esası ortaya çıkınca, ayaklar yere basınca anlaşmazlık, çatışma yaşanıyor. En ufak rüzgârla savruluyorlar. Evlilikler de, boşanmalar da oyun haline geldi, sanki ispastıra oynar gibi. Evliliklere yapılan yatırım ilişkilere yapılsa, daha mutlu hayatlar olacak…” “Kıbrıslı aileler genellikle sorumluluk sahibi çocuklar yetiştiremiyor. Aynı durum evlendirince, … Okumaya devam et “Eşinden şiddet gören erkekler de var”

Babutsa’nın DNA’sı çözülüyor, narenciyeye sağlıklı fidan yetiştiriliyor, Medoş Lalesi çoğaltılarak korumaya alınıyor

Doku kültürü KKTC’de tarımın/doğanın kaderini değiştirmeye aday… Ayaklarına çizme geçirerek dağ/ova/bayırdan mevsimine göre Babutsa, Alıç, Harup, Badem topluyorlar. Bunları, örneğin Babutsaları tek tek soyup, çekirdeklerini çıkarıp laboratuvar ortamında incelemeye alıyorlar. Ayrıştırıyorlar. Amaç gen haritalarını çıkarmak, DNA’larını çözmek. Bu kadar da değil; Medoş Lalesi, Sarı Noktalı Orkide, Dağ Karanfili gibi kaybolmaya yüz tutmuş endemik bitkileri, soğanlarını toplayarak çoğaltıyorlar. Ve daha da önemlisi, narenciyenin kaderini değiştirmeye hazırlanıyorlar. … Okumaya devam et Babutsa’nın DNA’sı çözülüyor, narenciyeye sağlıklı fidan yetiştiriliyor, Medoş Lalesi çoğaltılarak korumaya alınıyor

“Ruso’yu şehit edildiği yerde bulduk ama alamadık”

Firdevs İslamoğlu, adanın eğitimli ilk hemşirelerinden. Hatta Kıbrıslı Türklerin ilk hemşire öğretmeni. İngiliz Sömürge döneminde İngiltere’de eğitim alanlardan. Hemşireliğin, hekimlik kadar saygın olduğu yıllarda, ünlü şapkalı kıyafetleriyle sağlığın vazgeçilmezlerinden. 1963 çatışmalarını, 1974 savaşını yaşayanlardan. Şehit Hüseyin Ruso’yu 1963’te vurulduğu yerde bulan ama alamayan, Cikko Manastırı’na tıkılan 500 Türk’ün otobüslerle Türk tarafına taşınması görevini üstlenen, Baf Sancaktarı’nın 1974’te helikopterle İngiliz üslerinden kaçırılmasına eşlik eden, Yunan albayın … Okumaya devam et “Ruso’yu şehit edildiği yerde bulduk ama alamadık”

“Arap Baharı değil, Arap Fırtınası. Dış güçlerin oyununa geldik”

Dalya Muhiddin, Mısırlı genç bir arkeolog ve turist rehberi. Mısır Helwan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. Uzmanlık alanı Mısır tarihi. Geçtiğimiz hafta Mısır’a yaptığımız turistik gezide, tarihi yerleri anlatmakla kalmadı, buralara Arap Baharı olarak yansıyan son 10 yıllık süreci “Arap Fırtınası” diye niteledi. “Piyonlar aracılığıyla dış güçlerin oyununa geldik” dedi. Müslüman Kardeşler adıyla şeriatçıların bölgeye verdiği zararı anlattı. Ünlü Mısır Müzesi’ni şeriatçıların saldırısından çocuklarıyla kalkan oluşturarak … Okumaya devam et “Arap Baharı değil, Arap Fırtınası. Dış güçlerin oyununa geldik”

“Genlerimiz bozuldu, biz artık biz değiliz”

“Artık günaydın diyen insan bulmak zor. Kardeş kardeşe küs, hınçlı. Herkes birbirine hazımsız, sevgisiz. Savaş bozdu bizi, appos etti. Genlerimiz bozuldu, biz artık biz değiliz…” Bu sözler yaklaşık 40 yıllık esnaf, Ayakkabıcı Arif’e ait. Kimine göre kunduracı, potinci. Soyadı Nurak, ama sadece adıyla bilinenlerden. Adresini, soyadını yazmaya gerek yok; Ayakkabıcı Arif demek yeterli. Lefkoşa Suriçi’nin demirbaşlarından, kentin yüzlerinden. Bölgenin yeni çehre kazanmasıyla şimdilerde yeni yüzlerle, … Okumaya devam et “Genlerimiz bozuldu, biz artık biz değiliz”

“Maraş’ı açarak, sınır düzenlemesi yaparak, asker çekerek ezber bozun”

Prof. Bryant: “Kapsamlı çözüm imkansız gibi, adım adım…”  Yaklaşık 25 yıldan beri Kıbrıs konusunda çalışmalar yapan, konuyla ilgili 3 kitabı bulunan Antropolog Prof. Dr. Rebecca Bryant, taraflardan hiç birinin fedakârlık yapmaya niyeti olmadığını belirterek, Kıbrıs müzakerelerini vakit kaybı ve “kaçış” diye niteledi. “Kapsamlı çözüm imkânsız gibi” diyen Bryant, bunun yerine adım adım çözümün gündeme gelmesi gerektiğini vurguladı ve meşruiyet ile çözüme ihtiyaç duyan Türk tarafının … Okumaya devam et “Maraş’ı açarak, sınır düzenlemesi yaparak, asker çekerek ezber bozun”

MS adıyla özdeşleşti, O bir savaşçı

    “Saklamayın, saklanmayın, beyninizi hasta etmeyin” İletişim uzmanı, reklamcı, en fazla da siyasi kampanyaları ile tanındı. Daha teknolojinin gelişmediği 1990’lı yıllarda ilk profesyonel siyasi kampanyalara imza attı; slogan, afiş ve propaganda şarkılarıyla hafızalara kazındı. En yoğun çalıştığı dönemde daha 20’li yaşlarda tiroid ve kanser, 30’lu yaşlarda MS’le tanıştı. Hatta toplum MS’i de onun adıyla, soyadıyla anar oldu. 20 yıldan beri MS’le uğraşıyor, son 7-8 … Okumaya devam et MS adıyla özdeşleşti, O bir savaşçı

İsyanın, kölelerin müzik aleti CAJON imal ediyor… O aynı zamanda bahçeci, oyma yapıyor, resim çiziyor, tasarım yapıyor

“Farklı şeyler denemek, üretmek gerekir” Önsel Alihan genç bir adam. 36 yaşında. Nesli ile ilgili gelenekseli ters yüz edenlerden. Çocuk yaşlardan çalışma hayatına atılan Kıbrıslılardan. Tornoculuktan bar işletmeciliğine, garsonluktan fabrika işçiliğine, oymadan yağlıboya resme neredeyse yapmadığı iş kalmadı. Şimdilerde profesyonel işi bahçecilik. Ve CAJON üretimi. İsyanın, kölelerin müzik aleti olarak bilinen vurmalı çalgı Cajon (Kahon). Lefkoşa Suriçi’nin aktivisti Derviş (Zeybek) ile kahve molası için buluştuğumuz … Okumaya devam et İsyanın, kölelerin müzik aleti CAJON imal ediyor… O aynı zamanda bahçeci, oyma yapıyor, resim çiziyor, tasarım yapıyor

Ticarete sıfırdan başladı, marka oldu, 50 yıl çalıştıktan sonra evlâtlara devrederek emekliye ayrıldı, şimdi toprakla uğraşıyor

  “Çözümsüzlük, tanınmamışlık en büyük sıkıntı” Ticarete daha 18 yaşındayken, 1957’de sıfırdan başladı. Belki evde annenin dokuma yapmasının, dikiş dikmesinin de etkisiyle manifatura dükkânıydı ilk işyeri. Ardından ortaklarıyla konfeksiyon atölyesi kurdu, bunu fabrika izledi. Özellikle konfeksiyonda, iç çamaşırında yıllarca vazgeçilmez marka oldu. Daha 1970’li yıllarda Arap ülkelerine ihracat yaptı, Rum tüccarlarla rekabet etti. Elektronik ve otomotiv işine de girdi. Ve yarım asır çalıştıktan sonra şirketlerin … Okumaya devam et Ticarete sıfırdan başladı, marka oldu, 50 yıl çalıştıktan sonra evlâtlara devrederek emekliye ayrıldı, şimdi toprakla uğraşıyor

Ayrı ayrı yola çıktılar, yolları aşkla kesişti, birlikte devam ettiler… Belgesel, prodüksiyon, kısa film derken artık hedef uzun metrajlı film

“Birbirimizi tamamladık. Hayallerimiz ve tutkumuzla yola devam”   Onlar 30’lu yaşlarda gencecik bir çift. Doğuş Özokutan ve Vasvi Çiftçioğlu. İkisi de iletişimci, gazeteci. Son yıllarda kısa filmlerinin uluslararası başarılarıyla gündem oldular, tanındılar.  Belgeseller, filmler, iletişim ve görsellikle ilgili her şey ikisi için de tutku. Bu yola ayrı ayrı, farklı kulvarlarda çıktılar ama yolları aşkla kesişti ve birlikte devam ettiler. Belgesellere, televizyon prodüksiyonlarına, kültür sanat eklerine … Okumaya devam et Ayrı ayrı yola çıktılar, yolları aşkla kesişti, birlikte devam ettiler… Belgesel, prodüksiyon, kısa film derken artık hedef uzun metrajlı film