Ayak izlerini takip etti, Olga Rauf/Madam Yenge’yi toplumsal belleğe taşıdı

“Kaldırılmamış çok fazla taş var… Kendimizle tanışmıyoruz” Özlem Ünsal bir sosyolog. Kent sosyoloğu. Araştırmacı, akademisyen. Rüstem Kitabevi’nde geçtiğimiz günlerde açılan bir sergiyle tanıdık onu. “Madam Yenge” adlı ilginç sergiyle. Madam Yenge/Olga Rauf, bir asır önce adaya gelen, evlenip yerleşen Rus/Alman kökenli bir sanatçı, gezgin. Hayatının büyük çoğunluğunu adada geçirmiş. 30’lu yaşlardan 90’lı yaşlarda hayatını kaybedene kadar adada yaşamış. Fotoğrafları, resimleri, koleksiyonlarıyla iz bırakan sanatçılardan.  Sadece … Okumaya devam et Ayak izlerini takip etti, Olga Rauf/Madam Yenge’yi toplumsal belleğe taşıdı

Lefke’de bir vaha, DERVİŞE-MEHMET Konağı

Konakları, yeşil doğası, maden yatakları, su kemerleri, portakalı, hurma ve ceviziyle ünlü Lefke’de artık bir guest-house var. Trodos dağlarının eteklerinde, sınıra yakın tepede bir vaha. Yaklaşık 40 civarında eski eser kayıtlı konak bulunan, 4 bin yıllık geçmişiyle adanın en eski yerleşim yerlerinden Lefke’de artık konaklama mümkün. Bölgedeki ünlü konaklardan biri, uzun bir restore sürecinin ardından, orijinali korunarak restore edildi ve guest-house olarak kısa süre önce … Okumaya devam et Lefke’de bir vaha, DERVİŞE-MEHMET Konağı

Şarap, içkiden öte kültür. Usulü var, insanlık tarihi kadar eski. Ve ‘yıllanmış şarap’ algısı doğru değil!

Şarap, içkiden öte kültür. İnsanlık tarihi kadar eski, hatta tarihteki bazı topluluklarda kutsal. Usulü var, manası var. Üretimi, korunması, ikramı, tutuşu, içimi, sunumu; hepsi özellikli.  Gastronomide ayrı yeri var, özel uzmanlık alanı. Rastgele de değil bu özellikler, nedenleri var. Mesela geniş ağızlı bardakta sunumun nedeni, şarabın hava alması içindir. Hava almayan şarap baş ağrısı yapar. Veya bardağı tutuş şeklinin amacı; ısınmanın önlenmesi, ayrıca sallama imkânı … Okumaya devam et Şarap, içkiden öte kültür. Usulü var, insanlık tarihi kadar eski. Ve ‘yıllanmış şarap’ algısı doğru değil!

“Onlar Daha Çocuktu” dedi, üniversitede okurken öldürülen 6 genci yazdı. Hatta 6+1

Özer Elmas, Mehmet Ömer, Muharrem Özdemir, Mustafa Ertan, Ercan Turgut ve Sadık Cemil. Türkiye’de okurken öldürülen 6 genç. 1976-78 arası. Okumaya gittiler, tabutları geldi. Öldürüldüklerinde 18-22 yaşlarındaydılar. Aradan 40-45 yıl geçti, bir öğretmen, Aydan Afşaroğlu aileleriyle, arkadaşlarıyla, yaşayan tanıklarla konuştu, onları yazdı. Onlar Daha Çocuktu adıyla kitaplaştırdı. Yaklaşık 6-7 yıllık bir emeğin sonunda 2 ciltlik bir eserle bir döneme tanıklık etti, 6 genci kalıcılaştırdı. 6 … Okumaya devam et “Onlar Daha Çocuktu” dedi, üniversitede okurken öldürülen 6 genci yazdı. Hatta 6+1

Sanatla makarna buluştu, fark yarattı…

Tepebaşı/Yorgoz’da bir makarna atölyesi olduğunu biliyor muydunuz? Fabrika değil, atölye. Bireysel bir girişim. Taze makarna yapıyor, sebzelerle. Pancardan ıspanağa çeşitli sebzelerle yoğrulmuş. Unu, pancarın püresiyle yoğurup taze makarna yapıyor mesela, birkaç dakikada pişiyor. Makarnanın ötesi, sanatsal bir faaliyet gibi. Profesyonel bir atölye, üretip satıyor. Ama daha önemlisi workshop’lar düzenliyor. Orada hamur yoğurup, makarna kesip, pişirme ve yeme mümkün. Atölye, Serhat Selışık’a ait. O bir heykel … Okumaya devam et Sanatla makarna buluştu, fark yarattı…

MİTRA, Kıbrıslı bir roman… “Araştırmacı-Garıştırmacı” Tamer Öncül’ün romanı

“… Oyununu öğrenmeden tanımıştım savaşı. Yarı mevzi evimizde, annemin ninnilerini, dedemin masallarını bölen gürültüsüyle. Kuzucukları da onun öldürdüğünü duyduğumda nefret etmiştim savaştan. Oyunundan da… Her akşamüstü niye vururlar güneşi! Ay dede korktuğu için mi saklanır bulutların ardına? Kuşlar bile sıcağa doğru uçarken biz neden aralık soğuğunda düşmüştük göç yollarına… “ Bu giriş bir romandan, MİTRA’dan. Şair, araştırmacı, diş hekimi Tamer Öncül’ün romanı MİTRA/Bitmeyen Arayış. Yeni … Okumaya devam et MİTRA, Kıbrıslı bir roman… “Araştırmacı-Garıştırmacı” Tamer Öncül’ün romanı

Girişimciliği ODTÜ’de akademik kariyere tercih etti, 21 yaşında aile işletmesinin başına geçti

Rutine mola, farklı bir etkinlik, bir hafta sonu kaçamağı derken düştü yolumuz Galatya’ya. Bildiğimiz, gittiğimiz bölgeler ama bilmediğimiz bir mekân. Bağ bozumu, üzüm, sucuk, şarap, zivaniya gibi etkinlikler derken tanıştık Çelebi Garden/Hotel ile. Ama daha önemlisi genç girişimci Buse Çelebi’yi keşfettik. Aile işletmesini ODTÜ’de akademik kariyere tercih eden, İşletme eğitiminin ardından daha 21 yaşında hotelin işletmesini üstlenen Galatyalı genç girişimci. Üzüm diyarı, eski Türk köylerinden, … Okumaya devam et Girişimciliği ODTÜ’de akademik kariyere tercih etti, 21 yaşında aile işletmesinin başına geçti

“Sanat bu topraklarda ihtiyaç değil, fantezi…”

“Devlet politikası da, piyasası da yok; gerçek tüketicisi çok az” Ruzen Atakan, yıllardır resim sanatıyla uğraşan bir sanatçı. Ve öğretmen, resim öğretmeni. Elinde fırça hep üretti, yurt içinde/yurt dışında sergiler açtı, uluslararası sergilere katıldı. Aynı zamanda öğrenci yetiştirdi, yeni nesil sanatçılara eli değdi. Şimdilerde öğretmenlik işinden emekliliğe hazırlanırken tuvallere yoğunlaştı. Birçoğu gibi daha çok kendi halinde, duyurmadan, bağırmadan, ses etmeden. “Ben fırçayla söylüyorum söyleyeceğimi, benim … Okumaya devam et “Sanat bu topraklarda ihtiyaç değil, fantezi…”

Batıdan kadının ayak sesleri geliyor: 4K marka oluyor

Eli nasırlı, üretimde söz sahibi kadınlar emsal bir kooperatifte güçlerini birleştirdi Kuzey Kıbrıs’ta çilekten kolokasa, patlıcandan avakadoya üretimde söz sahibi, eli nasırlı kadınlar örgütlendi. Gaziveren’den Yeşilırmak/Limnidi’ye kadar olan bölgede, üretkenliğiyle ünlü kadınlar. Öyle, böyle değil, “üretiyoruz, alın terimize sahip çıkacağız” diyerek bir araya geldiler, emsali olmayan bir kooperatif kurdular. Onlar soframıza gelen çileğin yaklaşık yüzde 70’ini, hıyarın yüzde 60’ını, kolokasın yüzde 35’ini üreten güçlü ve … Okumaya devam et Batıdan kadının ayak sesleri geliyor: 4K marka oluyor

Mürekkep kokusuyla 12 yaşında tanıştı. O günden beri yazıyor, çiziyor… İki bin ciltlik gazete arşivi, binlerce fotoğrafla, yarım asrın canlı tanığı olarak ayaklı kütüphane…

“Gazetecilik sokakta yapılır. Teknolojiyle birlikte yaşamın hamurundan uzaklaşıldı” Erten Kasımoğlu, benim ve benim neslimin Erten abisi. Mesleğin duayenlerinden. Haber veya araştırma yaparken, özellikle röportajlarda her başım sıkıştığında, isim/bilgi/fotoğraf arayışımda başvurduğum ayaklı kütüphane. Onda yok, yok. Yaklaşık 50 yıldan beri fiilen gazetecilik yapıyor, yazıyor, çiziyor, yorumluyor. Ama öncesi var, daha 12 yaşındayken tanıştı mürekkep kokusuyla.  Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan geçici yönetimlere, darbelere, savaşlara, katliamlara, federe devlete, anayasalara, … Okumaya devam et Mürekkep kokusuyla 12 yaşında tanıştı. O günden beri yazıyor, çiziyor… İki bin ciltlik gazete arşivi, binlerce fotoğrafla, yarım asrın canlı tanığı olarak ayaklı kütüphane…