‘HELLİM’ İN KÖKENİNİN 7-8 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANDIĞINI  BİLİYOR MUSUNUZ…

Sade haliyle, kebabıyla, karpuzla, kavunla, domatesle… Tost arasına, pide içine, rendelenmiş haliyle makarna üstüne… Hangi şekilde olursa olsun, her türüyle sofralarımızın vazgeçilmezi Hellim…

Özel yapılış ve korunma şekliyle sadece adalıya, Kıbrıslıya özgü hellimin bu topraklarda yaklaşık 2 bin yıllık geçmişi olduğunu, kökeninin ise 8-9 bin yıl öncesine dayandığını biliyor muyduk peki… Ve adalının ortak ağız tadı olmasına karşın Rumlar ve Türkler arasında, hatta bölgelere göre farklı şekillerde kullanıldığını… Örneğin makarna üzerine rendelenmiş ve kuru nane karıştırılmış hellimin sadece Kıbrıslı Türklere özgü olduğunu, kökeninin de Venedik kültürüne dayandığını…

Hellim’in Rum Yönetimi tarafından tek yanlı tescil girişimi üzerine KKTC hükümetinin talebiyle 2 uzman tarafından yapılan bilimsel araştırma, ilginç veriler ortaya çıkardı. DAÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi, İngilizce dilbilimci Doç Dr. Nejdet Osam ve Vakıflar Dairesi Müdürlüğü personeli, Arapça-Osmanlıca uzmanı Mustafa Kemal Kasapoğlu tarafından hazırlanan rapor, ilgili birimlere yönelik bilimsel ve teknik bilgiler yanında, hellimin tarihiyle ilgili dikkat çekici bilgiler içeriyor.

Türkiye’deki arşiv ve kütüphaneler dâhil 3 aylık yoğun bir çalışma sonucu hazırlanan rapor, sadece KKTC’de değil, dünya literatüründe de hellimin kökenleriyle ilgili yapılan ilk bilimsel araştırma olarak niteleniyor.

ESAS KAYNAK VAKIFLAR ARŞİVİ… BİR HAZİNE

Arapça-Osmanlıca Uzmanı Mustafa Kemal Kasapoğlu, raporu hazırlarken 50’ye yakın kaynak kullandıklarını, 18 bin makaleyi gözden geçirdiklerini anlattı.

Hellimin kökenini oluşturan süt ve peynirle ilgili tüm kaynakları taradıklarını, hellimle ilgili kaynaklara Ankara’da rastlamadıklarını söyleyen Kasapoğlu, “En büyük kaynak Osmanlı kaynakları. Çok zengin, çok kaynak var. Bu anlamda Vakıflar’da önemli bir arşiv var. O kadar iyi ki, değerlendirilse, bilgi olarak kullanılsa adanın, Rum tarafının sosyo-kültürel tarihini yazabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Kasapoğlu, araştırma sırasında 1600 tarihli Osmanlı arşivlerinde hellime rastlandığını, buna ek olarak desti, küp, rende gibi ciddi bir literatüre de ulaştıklarını anlattı.

Hellimin köklerinin süt ve peynire dayandığı dikkate alındığında köklerinin 8-9 bin yıl öncesine dayandığı sonucuna varılan raporda, peynirin Hellim yerel adıyla adadaki geçmişinin ise 2 bin yıl öncesine kadar dayandığı vurgulanıyor.

Kasapoğlu, araştırma sırasında elde ettikleri bilgileri paylaşırken, hellimin Türkler ve Rumlar arasında, hatta bölgeler arası farklı kullanım şekillerine de dikkat çekti.

Örneğin Rumların makarna üzerine hellim yerine nor ekelediğini/rendelediğini anlatan Kasapoğlu, makarna üzerine/altına/içine kuru nane karıştırılmış hellim rendelemenin ise sadece Kıbrıslı Türklere özgü bir damak tadı olduğunu söyledi.

Kasapoğlu, İtalyan Mazorella peynirine atıf yaparak, naneli/rendelenmiş hellim alışkanlığının köklerinin Venedik kültürüne dayandığının tahmin edildiğini de ekledi…(TAK/ Haziran 2008)

Bir Cevap Yazın